Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaprak Fırtınası

Gabriel Garcia Marquez

Yaprak Fırtınası Gönderileri

Yaprak Fırtınası kitaplarını, Yaprak Fırtınası sözleri ve alıntılarını, Yaprak Fırtınası yazarlarını, Yaprak Fırtınası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Gabriel Garcia Marquez Yaprak Fırtınası öykü kitabında üç farklı karakterden olayların gidişatını akıcı ve yalın bir şekilde kaleme alınarak edebiyat dünyasına kazandırılmıştır. Herkesin okumasını tavsiye ederim.
Yaprak Fırtınası
Yaprak FırtınasıGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20193,505 okunma
Tam o sırada karnimda bir hareket olduğunu şiddetle hissediyorum. Bu kez dışarı çıkmayı gerçekten istiyorum, diye düşünüyorum; ama görüyorum ki artık çok geç. Adamlar son bir çaba harcıyorlar ; topuklarını yere bastırarak asılıyorlar, sanki ölü bir gemiyi gömmeye götürüyorlarmış gibi , tabut o aydınlığın ortasında havada dalgalanıyor. Bense şöyle düşünüyorum: Şimdi kokuyu alacaklar. Şimdi bütün culluklar ötmeye başlayacak.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Kendisi tam tersini istiyor olsa da , kasabada garip bir kişi olarak görülüyor, sokulgan ve dost canlısı görünmek için bütün cirpinmalarina rağmen sevimli olamıyordu. Macondo halkının arasında yasıyor ama onarmak için her türlü çabanın boşuna olduğu bir geçmişin anısıyla onlardan uzaklasiyordu. Uzun süre karanlıkta kaldıktan sonra , insanların abartılı, bu yüzden de güvenilmez olarak gördükleri bir davranış biçimi içinde yeniden ortaya çıkmış acınası bir hayvana bakar gibi merakla bakıyordu herkes ona .
"Altmış yıl Tanrı'dan uzak yaşadıktan sonra kendini asmış bir adamın kutsanmış toprağa defnedilmesine ben dünyada izin vermem. Bu işi yapmaktan vazgeçersen Efendimiz İsa da hoşnut kalır çünkü bu bir sevap değil, ona karşı gelmekle işleyeceğin bir günah olacaktır."
Sayfa 27 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Sen de böyle olacaksın. Sineklerle dolu bir tabutun içinde olacaksın. Daha on bir yaşında bile yoksun ama günün birinde sen de böyle olacaksın, kapalı bir kutunun içinde sineklere terk edileceksin."
Sayfa 23 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ben ölülerin uyuyan sakin bir insana benzediğini sanırdım, şimdiyse bunun tam tersi olduğunu görüyorum. Uyanık ve sanki bir kavganın ardından öfkeye kapılmış birine benzediğini görüyorum.
Sayfa 14 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlk kez bir ceset gördüm. Bugün günlerden çarşamba ama bana sanki pazarmış gibi geliyor...
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
...o kasırganın orta yerinde, biz ilk gelenler son gelenler olmuştuk; bizler sonradan gelmiş yabancılardık.
Sayfa 12 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir an gelir öğle uykusu tukeniverir. Böceklerin o gizli , saklı, minicik hareketleri bile tam o anda sona erer; doğanın akışı durur , bütün dünya kaosun kenarında tökezler, kadınlar, işlemeli yastıklarının çiçeği yanaklarindayken, salyaları akarak , sıcaktan ve öfkeden boğulacak bir halde doğrulurlar ve şöyle düşünürler: " Macondo'da bugün hâlâ günlerden çarşamba. " Sonra yeniden bir köşede büzülüp oturarak uykuyla gerçekleri uç uca getirirler ve sanki kasabanın bütün kadınlarının pamuklu ipliklerden ortaklaşa hazırladıkları kocaman bir carsafmis gibi fısıltıları dokumaya karar verirler .
Ben doktorun evimizde kaldığı zamanı hatırlıyorum. Onun o burulmuş kapkara bıyığını, o şehvet dolu, doymak bilmez it gözleriyle kadınlara nasıl baktığını hatırlıyorum. Ama ona hiç yaklasmadigimi da hatırlıyorum, belki de onu herkes kalktıktan sonra sofrada oturup eşeklere verilen aynı otla karnını doyuran acayip bir hayvan gibi gördüğümden. Yaralılardan yardımını esirgediği o geceden sonra, bundan üç yıl önce babam hastalandığında da doktor, köşedeki bu evden bir kere bile çıkıp gelmedi, tıpkı onun altı yıl öncesinde, aradan iki gün geçtikten sonra kapatması olacak olan kadından da yardımını esirgemiş olduğu gibi. Kasaba halkı doktor hakkındaki hükmünü vermeden önce kapanmıştı o küçük dükkan . Ama ben , dükkân kapandıktan aylar , hatta yıllar sonra Meme'nin burada oturmayı sürdürdüğünü biliyorum. Çok daha sonraları ortadan kaybolmuş olsa gerek, ya da en azından ortadan kaybolduğu çok sonra anlaşıldı çünkü kapıya taktıkları imzasız suçlamada öyle diyordu. O yazıda dendiğine göre doktor, kasaba halki kendisini zehirlemek için onu kullanır korkusuyla kapatmasını öldürmüş ve sebze bahçesine gömmüştü. Oysa ben düğünümden önce görmüştüm Meme'yi. Bundan on bir yıl önce bir gün ben tespih duasından dönerken , yerli kadın, dükkânının önune cıkmış, o neşeli edasıyla, biraz da alaycı bir tavırla şöyle demişti: " Güzelim, evleniyormussun da bana bir haber bile vermedin ."
Reklam
Bu yaprak fırtınasına hele bir alışalım, bunların hepsi geçer.
Meme'nin bu evde olmadığı doğru, ne zamandan beri burada olmadığını ise kesin olarak kimse söyleyemez. Onu son olarak on bir yıl önce görmüştüm. Bu köşedeki küçük ecza dükkanını hâlâ işletiyordu, komşuların istekleri doğrultusunda anlamsız bir şekilde değişerek sonunda her şeyin satıldığı bir dükkana dönüşmüştü orası. Onun o titiz ve düzenli çalışkanlığı sayesinde son derece düzgün ve temiz pak bir yer olmuştu. Meme, o zamanlar kasabada bulunan Domestic marka dört dikiş makinesinden birinde bütün günü konu komşu için dikiş dikerek, ya da tezgahın gerisinde hiçbir zaman kaybetmediği , aynı zamanda hem dışa dönük hem de içine kapalı olan , yerlilere özgü o sevimli haliyle müşterilerine hizmet ederek geçirirdi, saflıkla kuskuculugun akıl ermez bir karışımıydı o .
Meme hayatta olsaydı ve bu evde otursaydı belki de durum farklı olurdu. Buraya onun için geldiğimi sanabilirlerdi. Onun hissetmeyecegi ama hissediyor gibi yapabileceği bir acıyı paylaşmak için geldiğimi sanabilirlerdi, insanlar bunu böyle açıklayabilirlerdi. Meme yaklaşık on bir yıl önce ortadan kayboldu. Doktorun ölümü onun nerede olduğunu ya da en azından kemiklerinin yerini öğrenme olasılığını ortadan kaldırmış oluyor. Meme burada değil ama eğer olsaydı- hiçbir zaman açıklığa kavuşmayan o olay olmasaydı- o da kasaba halkının tarafını tutar, altı yıl boyunca ancak bir katırın verebileceği sevgj ve şefkatle yatağını ısıtmış olan o adamın aleyhine tavır alırdı .
“Hatırlarsan gözlerine hiç bakmadım. Aşık olmaktan korkmaya başlayan bir erkeğin sırrıdır o.”
Bizler ruhumuzu kurtarmaya çabalıyoruz, doktor. Aramızdaki fark bu.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.