Çocukluk dönemini heykeltıraşlara benzetiyorum. Şu anki seni, beni ortaya çıkaran, bizi biz yapan dönem çocukluğumuz. Keskin ya da törpülenmiş yönlerimizi nasıl darbeleri o zamanlar atılıyor.
Bir başkası en iyisi değil. Sende olan farklılıklar bir eksiklik değil. Senle var olmuş her şeyinle en iyisisin. Dahası olmak istiyorsan bu çaba yalnızca kendi en iyi versiyonun için olmalı.
Bundan önce ne olduysa oldu. Ben geçmişim değilim. Geçmiş üzerinden kendimi yargılayamam. Başaramadıklarımın korkusu, başaracaklarımı erteliyor olabilir. Ya asıl olanı erteliyorsam? Ya kendime şans vermek yerine geçmiş yüzünden anı kaçırıyorsam? Bugünümden sorumluyum ben. Tam da şu an olmak istediğim kişiden sorumluyum. Eksiğiyle, fazlasıyla ben hikayemi başlatıyorum. Olması için çaba sarf ediyorum. Geçmişi bir kenara bırakıp anı kovalıyorum.
Unutma; düşüncelerimiz, yediklerimiz, hislerimiz ve bedenimiz birbirinden bağımsız değil. Düşüncelerin değişirse; yediklerin ve bedenin de değişir. Ve sen değişirsen, her şey değişir.