Muhafazakârlık, oturmuş burjuva devlet ve toplum düzeninin gelenekten ve yerel olandan alınan güçle savunulması anlamına da geldiği için, yeni kutsallar yaratır. Bu durumda “devlet” ve “millet” gibi olgu ve kavramlar muhafazakârlığın yeni kutsallarını oluşturur. Muhafaza etme refleksi, onu “otorite” yüceltimine götürür. Muhafazakârlığın bu yanı, aynı zamanda onun milliyetçiliğe açılan kapısıdır.