Hiçbir başarı tesadüf değildir. Yazarın da bu kitabıyla ödül alması tesadüfi değil kesinlikle.
Bir röportajında "İnsanın kendini var edebilmesi için benliğini parçalaması, yok etmesi, sonra da yeniden inşa etmesi gerekebilir," yorumuyla aslında kitabın en başarılı kısımlarından biri gözler önüne serilmiş. Sevgi'nin kendini bulma yolculuğunda, dibinde dibini görüp sonra edebiyatın iyileştirici gücü ile yeniden suyun üzerine çıkması başarılı bir şekilde bizlere aktarılıyor.
Üst kurmaca ile sonun başa bağlanması fikri, konu içerisinde verilen hikayelerdeki değişik anlatım tarzı hatta kısmı ironiler ve işin aslında arkasında bir matematiğin olması ve ana karakter Sevginin mesleğinin hakkını verircesine pek çok yazar ve kitaba selam gönderilmesi/ referans verilmesi ve daha niceleri...
(Bu kısım tatkaçıran bilgi içerir!) Konu içerisinde tek eleştirilebilecek husus, bana göre Sevgi'nin roman karakterine âşık olmasıydı. Bun karşılık yaşanılan depresyon duygusu ve bunalım, bize çokça geçti. " Kişisel hayatımda da ciddi bir eşiğin, kırılmanın, intiharın, ölümün eşiğindeydim. Bu romanı yazdıktan sonra intihar etmeyi bile düşündüm." diye aktarıyor yazar yine başka bir röportajında. Belki de bu yaşadıkları hikâyenin kendisine çok gerçekçi bir aroma katıyor. Şimdi dönüp bakınca sadece gülüyorum demesi de işin en güzel kazanımı. Umarım tekrar yaşamaz ama bize bol bol aroması yüksek kitapla yazar Senem Hanım.