İnsan Olmak" kitabını okuduktan sonra, Dostoyevski'nin bu kitabını okumak sanırım kitabı daha anlaşılır kılacaktır. Çünkü Dostoyevski bu kitabında kabuğuna çekiliyor, içine yolculuk ediyor. Kendi cam fanusunun içinde yaşayan kitabın kahramanı, zihinsel yolculuğunda psikolojik ve psikanalitik tahliller yapıyor.
"Kimse beni sevmiyor, ben değersizim" duygusuna kapılan ve insanlardan kaçıp kendi "yeraltına" sığınan insanın muhasebesi yapılıyor.
Akılcılık(rasyonalizm) ve duygusallık yada insancıllık, insanın aklı ile mi duygular ile mi hareket ettiği konusunda yargılara varıyor.
Yeraltına çekilmek birçok insanın toplumdan kaçarken başvurduğu bir yol olmasına karşın ne derece doğru (akılcı) olduğu tartışma konusudır, zaten kitap baştan sona bunu irdelemiş.
Bir not: bu fikirleri Dostoyevski'nin Freud, Nitsche, Sarterlardan çok çok önceden tartışmaya açtığı unutulmamalı.