En Eski Yeryüzünde Filizlenen Gökyüzünün Çocuğu Gönderileri
En Eski Yeryüzünde Filizlenen Gökyüzünün Çocuğu kitaplarını, en eski Yeryüzünde Filizlenen Gökyüzünün Çocuğu sözleri ve alıntılarını, en eski Yeryüzünde Filizlenen Gökyüzünün Çocuğu yazarlarını, en eski Yeryüzünde Filizlenen Gökyüzünün Çocuğu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitapları derin bir fikri birikime, üstün bir kaliteye sahip. Eylemleri ve davranışları ise, söylediklerinin sadık birer tanığıydı.
Aliya, ikinci rekâtta daima Rahman sûresini okuyan yaşlı imamdan çok ekilenmişti. “Bütün mahallenin hürmet ettiği bu âlim kişi”den Aliya da övgüyle söz ediyordu. “Güllerin, çiçeklerin arasında, sabah namazının ve Rahman sûresinin aydınlığında bir cami... Mazinin sisleri arasından çıkıp beliren bu güzel manzarayı hâlâ apaçık bir şekilde görüyorum bugün...” diyordu.
...mahkumiyeti hakkında şunları söylüyor: “Ölüm, tek umudumdu. Bu umudu bir sır gibi sakladım içimde, tıpkı benden başkasının bilmediği bir sır gibi... Kimse ayıramazdı beni ondan.”
Aliya İzzetbegoviç halkının özgürlük rüyasını kendine dert edindi, hürriyet mücadelesini omuzladı, onların akıllarını ve bedenlerini özgürleştirme mücadelesini büyük bir sorumluluk bilinciyle sırtlandı. Ülkesini dolaşarak halkını bilinçlenmeye, ilme, hikmete çağırdı. Özgürlük için uyanış gerekliydi, onları
uyanışa çağırdı. Ülkesinin hüzünlerini alıp uzaklara taşıdı. Altmış yılı aşkın bir süre boyunca, kesintisiz emeller taşıdı, kendi: ni bu işe verdi. Bilgiye, ruha, akla, sanata, felsefeye, dine dair başkalarına meydan okurcasına derinlikli çalışmalar yürüttü.
Çağdaş resim hakkındaki birikimine dair şöyle diyordu mesela: “Resimle ilgili ulaşabildiğim her şeyi okudum. Öyle sanıyorum ki modern resmi -onu daha iyi anlaması mümkün olan sanatçısı hariç-herhangi birinin kavrayabileceği denli kavradım.”
Ne diyordu şâir:
Dert sahibine söyle, kalıcı değil senin derdin Dertler de geçip gider, geçtiği gibi mutluluğun
"adil olmayan bir barış, yok edici bir savaştan daha hayırlıdır"
Aliya da tek başına bizim için çalıştı, bizim için üretti ve çok sayıdaki entelektüelin çabasıyla ortaya çıkabilecek bir gayreti bizim için sarf etti. Onun çalışmaları halkının özgürlüğe kavuşmasıyla semeresini vermiş, aynı zamanda hem ülkesindeki hem tüm dünyadaki insanlara çok renkli bir düşünsel miras armağan etmişti.
Ne varlığa sevinir, ne yokluğa yerinir
Aklı tam,idraki olgun kimseler
“Bilfiil medenileşmiş olan halk, despotizmi kabul etmez. (...) Ve siyasi otoriteyi hukuki olarak gözetim altında tutar. (...) Sadece geri kalmış halklarda siyasi otorite kanunların ve üzerindedir.”
Sayfa 34Kitabı okudu