Avrupa’da İstanbul’dan daha büyük, daha hareketli ve daha yalnız şehirler vardı. Buna karşılık İstanbul padişahtan dilenciye kadar herkesin bir yere ait olduğu bir şehirdi. Bu yer bir lonca, bir mahalle, aile, kilise veya cami olabilirdi.
Daha önce hiç tarihi roman okumamış olsam veya hiç polisiye okumamış olsam bu kitabı yine beğenmez, beğenemezdim.
Tarihi kurgu yönünden çok zayıf.
Akıcılığı yok, olayların gelişim şekli dağınık, ne olduğu belli değil. Yazar hayal edip yazıya geçirmede başarılı olamamış.
Tam olaylar gelişirken veya heyecan başlayacakken sahne sürekli kesiliyor. Bir cinayet sahnesinde sürekli araya giren reklamlar gibi ne heyecan ne gerilim ne ilgi kalıyor.
Fakat elbette kadının güzelliğinden öte özellikleri onu tesiri altında bırakmıştı. Kendisiyle bir arkadaş gibi konuşmuştu. Hatta uzun zamandan beri tanışıyormuş gibi birlikte kahkaha atmışlardı. Kadın onu güldürmüştü.