Yıldırım Nikahı Sözleri ve Alıntıları
Yıldırım Nikahı sözleri ve alıntılarını, Yıldırım Nikahı kitap alıntılarını, Yıldırım Nikahı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tess’in içinde arzu yükseliyordu, tıpkı Brenn’in yanına her gittiğinde olduğu gibi. Tess ilk başta sarsılarak fark etti ki onun evi Brenn’di. Brenn neredeyse, Tess de orada olmalıydı.
Sayfa 248Kitabı okudu
"Hayat başkalarının kurallarına göre oynamak için fazla kısa."
''Hayat başkalarının kurallarına göre oynamak için fazla kısa.''
"Galiba sizi öpeceğim," dedi Brenn.
Tess'in yanakları kızarmıştı.
"Durun, söylemeyin," dedi Brenn. "Beyefendiler öpüşmeden önce pek izin istemez."
"Ah, hep isterler ama ben hiç izin vermem."
"O zaman ben izin istemeyeceğim."
"Erkeklerin kadınları, kadınların da erkekleri
anlamaması lazımmış, anlarlarsa macera yaşanmazmış. O macera
olmazsa evliliğin de tadı tuzu olmazmış ”
Sayfa 305
Karşısındaki onun eşi ve sevgilisiydi.
Tess onu hayatın savaşlarından çıkmış, yaralı ve yorgun haliyle kabul etmiş ve ona yaşam ve umut vermişti. Daha önemlisi ona kendini vermişti.
O gece, bir ay önce zayıf temeller üzerine kurulan birliktelikleri demirden daha güçlü bir duyguyla, aşkla sağlamlaşmıştı. Brenn söylemekte geciktiği kelimeleri şimdi durmadan tekrarlıyordu.
Sayfa 313Kitabı okudu
Brenn kızlardan birinin dediği bir şeye güldü, neredeyse siyah gözlerinin içi gülüyordu. Ve o an Tess âşık oldu.
Bu inanılmaz bir duyguydu.
Bir saniye önce yalnız ve ayrıydı, şimdiyse sonsuza kadar değişmişti.
Brenn’e baktı. Brenn kırık burnu ve içten gülümsemesiyle hâlâ aynı adamdı. Ama Tess’in ona karşı algısı değişmişti.
Brenn, onun hayal ettiğinden daha iyi, daha cesur, daha güçlü, daha zeki, daha asildi. Aşkına layık biriydi.
Kalbi gururla dolarken görüşü bulanıklaştı.
Âşık olmuştu.
Sayfa 222Kitabı okudu
Tess’in şapkasının çene altından geçen kurdelesine hafifçe dokundu. “Düşersen, seni kaldırırım. Korkarsan, seni korurum.”
Tess’in derinlerindeki özgürlük hissi cevap verdi. “Bunları senden istemiyorum.”
“Ama artık böyle olacak,” dedi sadece. “Birlikte.”
Sayfa 166Kitabı okudu
Onu istiyordu. Gelecek kendi işini görürdü. Şimdi sadece şu
an vardı.
"Bazen hayatta bundan daha fazlası var mı diye merak ediyorum.
Burada olmamın bir nedeni var mı diye."
Bu açıklama Brenn'in dikkatini çekmişti. "Bunu hepimiz merak
ederiz."
"Savaş kahramanlan bile mi?"
"Bu soruyu sormadan çatışmaya girmiş bir insan yoktur."
"Peki siz cevabı buldunuz mu?"
Brenn nasıl cevap vereceğini bilemedi. "Eh, rahiplerin kendilerine
göre cevaplan var," diyebildi.
"Biliyorum. Bir keresinde Piskopos VValters'a akıl danıştım."
"Size ne dedi?"
"Hayattaki amacımın eşimi memnun etmek ve çocuk doğurmak
olduğunu söyledi." Brenn'e kederli bir gülücük attı. "Ama insana
pek de yeterliymiş gibi gelmiyor, değil mi? Diyorum ki, gökteki
tüm bu yıldızların bir varoluş nedeni var ama ben..." Duraksadı,
sonra ani bir şevkle devam etti. "Ama bu, duaları tekrar etmek için
yeterli değil. Ben bir amaç, bir varoluş hissi olsun istiyorum içimde,
derinlerde. Bunun yerine hissettiğimse..." Tess titredi, sesi giderek
kısıldı ve duyulmaz oldu.
''Ben şair değilim. Ama olsaydım gözlerinizin rengi veya saçlarınızın alevinden bahsedeceğimi sanmıyorum. Mükemmelliğinizi tanımlamakta yetersiz kalacağını biliyorum, gerçi pudrayla saklamaya çalıştığınız çillerinizin ilgimi çektiğini söylemem lazım.''
Tess'in eli burnuna doğru geldi. ''Çiller pek şık değildir.''
''Bence çok sevimliler.''
‘’...İnsanları kötülüğe iten hoşgörüsüzlüktür.’’
Sayfa 240Kitabı okudu
"Erkeklerin kadınları, kadınların da erkekleri anlamaması lazımmış, anlarlarsa macera yaşanmazmış. O macera olmazsa da evliliğin tadı tuzu olmazmış. "
"Yıllar içinde öğrendiğim bir şey varsa o da hiçbir ihtimali göz ardı etmemek gerektiği. En inanılmaz saçmalık bile gerçek olabilir."
..."Orada ne kadar var?"
"Iki yüz elli sterlin kadar."
"Iki yüz elli sterlin mi?" Kelimeler Tess'in ağzından patlar gibi çıkmıştı. "Insan hayatını tehlikeye atması için ne kadar az bir miktar!"
"Iki yüz elli sterlin önemsiz olmaktan uzak bir miktar."
Tess başını salladı. "Brenn, Kraliyet ailesine takdim edildiğim gün giydiğim iç eteklik bile ondan fazla eder."
Brenn ona inanamayarak baktı. "Şaka yapıyorsun."
"Hayır," dedi Tess başını sallayarak. "Gümüşten bağlarla yapılmıştı ve giydiğim elbiseden daha ağırdı ki brokardandı o."
Brenn yere saçılmış ola eşarp ve iç etekliklere suratını asarak baktı. "Bunlardan bir mi?"
"Hayır, bavul arabasıyla geliyor."
"Şükürler olsun," dedi Brenn ve eğilip yerdeki altın paraları toplamaya başladı.
.