Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mabeyn Katibinin Kaleminden Abdülhamid ve Çevresi

Yıldız'da Neler Gördüm?

İsmail Müştak Mayakon

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
BU KİTAP DA YAZAN İFTİRALARA REDDİYE!!!
ALINTILAR: “Yıldız Sarayı'nda şehzâdelerden yâverlere kadar herkes serbest oruç yer, kimse namaz kılmazdı...* (a.g.e., sh. 68) “Hilâfet mevküni kuvvetlendirmek için Sultan Hamid dini muhafaga eder gibi görünürdü.” (a.g.e., sh: 69) “Osmanlı imparatorluğunun bir tek mânâsı vardı: Nefs-i Hümâyun!.. Nefsi Hümâyun'un da bir tek düşmanı vardı:
(Bkz: Tahsin PaşaAbdülhamid, Yıldız Hâtıraları, İstanbul, 1931, sh, 124-125)
İkide bir: “bize boynuzlu koyun lâzım değil,, derdi. Recai Efendiye göre boynuzsuz koyun demek, mektebe gözü kapalı girip yine gözü kapalı çıkan talebe demektir. Serbest düşünen, muhalefet ve tenkid yapan, Avrupa'dakilerle münasebet veya karabeti olan her talebe boynuzlu koyun sayılırdı.
Reklam
Yirmi misli zammı maaş, rütbe, nişan, bir kese dolusu altın: Bu, bir peri masalına benziyordu.
Bahsettiğim hadiselerin en ehemmiyetlisi Yıldız Sarayı'nda hüküm süren din anarşisine Sultan Hamid'in göz yummasıydı.Yıldız Sarayı din hissinin en zayıf ve serbest fikirlerinin en kalabalık olduğu yerlerden biriydi. Ramazan günleri elinde tesbih ve dilinden dua düşmeyen koyu mutaassıplarla, ağzından yemek lokması ve burnundan sigara dumanı eksik olmayan kızıl dinsizlerin birbirini hiç rahatsız etmeden diz dize oturabildikleri yegâne yer Yıldız Sarayı idi.
Sayfa 107Kitabı okudu
fabrikasyon
Recai Efendi'ye kalsa, seri halinde mal çıkaran fabrikalar gibi, o da Mülkiye mektebinden bir tipte, bir düşüncede yahut aynı düşüncesizlikte köleler yetiştirecekti.
Sultan Hamid'in 23 Temmuz 1908 gecesi verdiği Kânun-ı Esasi iradesi milletin arzu ve ihtiyacından kaynaklanan bir zaruri karar değil, kendi saltanatı hırsından kaynaklanan hayati bir gereklilikti.
Reklam
Sultan Hamid'in bir Turhan Paşa'sı vardı. Arnavutluk'ta doğmuş, Frenk terbiyesiyle büyümüş, Müslüman muhitinde hiçbir zaman bulunmamış olan bu Turhan Paşa'yı, Sultan Hamid sefaretlerde kullandıktan sonra bir ara Evkaf Nazırlığına tayine etmişti. Bu öyle tuhaf bir durumdu ki buna herkesten çok şaşan bizzat Turhan Paşa olmuştu. Turhan Paşa namaz kılmasını da bilmezdi. Halbuki Evkaf Nazırlarının Cuma namazlarını Padişahla birlikte kılmaları usulden idi. Aşağıdaki hikayeyi bizzat (Mabeyn Başkatibi) Tahsin Paşa'dan işittim: Bir Cuma günü Turhan Paşa namaz kılıyormuş. Seccadeye yatmışlar. Bir aralık Turhan Paşa başını secdeden kaldırarak yanındakine ''Monşer, bugün hava amma sıcak ha!'' demiş. Namaz içinde konuşmak, namazı bozduğunu o devirde bilmeyen bir Müslüman yoktu. Turhan Paşa bunu bilmiyordu. Hemen o gün vak'ayı Sultan Hamid'e jurnal etmişlerdi. Bu hareket hiç değilse bir uyarıyı gerektirirken Sultan Hamid buna kahkahalarla gülmüş ve Tahsin Paşa'ya yine kahkahalarla meseleyi anlatmıştı.
Sayfa 110 - KapıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.