Düşüncelerin yalnızca gölge resimler olmadığını, düşüncelerin arasından gizli varlıkların bizimle konuştuğunu fark
ederiz. Sessizliğin içinde bir şey bizimle konuşmaya başlar.
Önceleri bu konuşmayı yalnızca kulaklarımızla duyabilirken,
şimdi sözcükler ruhlarımızda yankılanmaktadır. İçsel bir konuşma, içsel bir kelime bize kendisini gösterir. Bunu ilk yaşayışımızda, alabildiğine derin bir mutluluk hissederiz. Dış
dünyamız içsel bir ışıkla kaplanır. Bizim için ikinci bir hayat
başlar. Mutluluk veren ilahi bir alem içimizden geçip akar.
bizi duraksatabilecek her düşünceyi engelleriz, zira duraksamanın daha kötü
bir performansa yol açabileceğini ya da en azından, yapmak
zorunda olduğumuz şeyin gerçekleşmesine hiçbir katkısı olamayacağını biliriz.