Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saadet Devri - 4

Yükseliş

Ahmet Lütfi Kazancı

Yükseliş Gönderileri

Yükseliş kitaplarını, Yükseliş sözleri ve alıntılarını, Yükseliş yazarlarını, Yükseliş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hamza'nın karşısında durmak ölümü kucaklamak demekti. Hürriyet güzel şey ama ölüm daha acı...
Cibril-i Emin bana komşu hakkını o derece tavsiye etti ki bir gün komşunun komşuya mirasçı olduğunu bildiren bir hüküm getirecek der oldum.
Sayfa 9 - Hadis-i ŞerifKitabı okudu
Reklam
357 syf.
·
Puan vermedi
Peygamberimiz s.a.v. Hayatını en ince detaylarıyla küçük yaşlardan itibaren ailecek öğrenmemizi sağlayan 6 ciltlik seriden biri. Akıcılığı, sayfa altlarında gösterdiği kaynaklarıyla istifade ettiğim önemli bir eserin bir cildi
Yükseliş
YükselişAhmet Lütfi Kazancı · Ensar Neşriyat · 2014193 okunma
İnsanın ten rengini bir kusur ve utanılacak bir durum olarak düşünme hakkı hiç kimseye verilmiş olamazdı. Siyah tenli olanı da, beyaz tenli olanı da Yüce Allah'ın yarattığını bilmesi ve inanması gereken Ebu Zerr, bu hareketiyle kusuru o adama mı, yoksa Allah Teala'ya mı yüklenmeye çalıştığını izah edebilir miydi?
Sayfa 292 - EnsarKitabı okudu
"Allah'ım, ben kendime çok zulmettim. Günahları senden başka bağışlayacak yoktur. Beni zatından gelen bir mağfiret bağışla, merhametinle muamele buyur. Hiç şüphe yok ki sen bağışlayansın, merhametlisin."
Sayfa 133 - EnsarKitabı okudu
Allah'ım, bizi İslam dini üzere vefat ettir. Müslümanları bize sevdir, salih kullarının arasına kat. Pişman olmadan, fitneye uğramadan yaşamayı nasip et.
Sayfa 83 - EnsarKitabı okudu
Reklam
"Allah'ın Rasûlü Muhammed'den, Ebû Süfyân Sahr b. Harb'el!.. Mektubun bana ulaştı. Öteden beri şeytan seni Cenab-ı Hakka karşı mağrur etmiş, aldatmıştır. Üzerimize gelmekten maksadının bizim kökümüzü kurutmadıkça dönmemek olduğu hakkındaki sözlerin öyle bir iştir ki Cenab-ı Hak ona müsaade etmez. Hak Teâlâ güzel olan neticeyi bize verecektir. Bir gün benim, Lât ve Uzza'yı, İsâf ve Nâile'yi, Hübel'i parça parça edeceğimi göreceksin. Bunu sana hatırlatacağım ey Galiboğullarının beyinsizi!.."
Ebû Süfyân, içini dolduran kin ve nefret duygularını akıttığı bir kaç cümlelik kısa bir mektubu Server-i Enbiya (s.a.v, Efendimize gön derdi. Şöyle diyordu: "Bismi Allahümme (Allah'ım, senin adınla) Ben Lât ve Uzza'ya, İsâf ve Nâile'ye, Hübel'e yemin ederim ki, sizin kökünüzü kurutmadıkça dönmemek niyetiyle büyük bir orduyu alarak üzerinize gelmiştim. Sen ise bizimle karşılaşmak istemedin. Bir hendeğe dayanarak hile yolunu tuttun. Halbuki Araplar böyle şeyi bilmez. Arapların bildiği, kargılarının ve kılıçlarının gölgesidir. Senin hendeğe saklanmaktan maksadın ancak bizim kılıcımızdan ve bizimle karşılaşmaktan kaçmaktı. Benden, Uhud günü gibi bir gün alacağın olsun!"
Bir kısım Müslümanlar ordudan ayrılmış, dağın eteğini tutmuş gidiyorlar, sağa sola bakmadan kaçıyorlardı. Arkalarından: - Yanıma gelin!.. Yanıma gelin!.. Dönüp gelene cennet var!... diye bağıran Sultanü'l-Enbiyanın sesini duydular. Ama dönüp gelemediler. Gidenlerin arasında Nebiyy-i Ekrem Efendimizin damadı Osman b. Affan da vardı. Onlar böyle gidecek ve ancak savaş bittikten üç gün sonra Medine'ye geleceklerdi.
36 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.