Tarihi belgelere dayanarak kurgulanmış bir roman. Edebi olarak hayli başarısız. Burada hepimizin Çanakkale Savaşları sırasında askeri otomobil lastiği alabilmek için Yahudi bir tüccara kendi eliyle çizdiği ve üzerine 'bedeli Çanakkale'de ödenecektir' yazdığı sahte parayla tanıdığımız bir kahramanı anlatıyor olması önemliydi.
Bu gerçekten de alkışa layık bir kitap çabası. Ancak kurgu, zaman-kişi uyumu gibi ciddi sıkıntıları olan bir kitap. ( 1948'de yazılan bir dilekçeden sonra artık 32 yaşında olan oğlunun halen üniversite öğrencisi gibi anlatılması vs. ) Özellikle tarihi gerçeklere dayandığı söylenen bir eserde Mehmet Muzaffer'in oğlu ve Bağdat Büyükelçiliği kısmı anlamsız olmuş. Orası da mı tarihi gerçek, anlamak mümkün değil. Özetle, çaba ve amaca alkış lakin eser kalitesi daha da iyi olabilirdi diyebiliriz.