En Eski Yüzde Yüz İstanbul kitaplarını, en eski Yüzde Yüz İstanbul sözleri ve alıntılarını, en eski Yüzde Yüz İstanbul yazarlarını, en eski Yüzde Yüz İstanbul yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstanbul ile ilgili ne kadar kitap varsa okumaya bıkmam sanırım.Her kitapta İstanbul ayrı bir güzel.Her semtin bir hikayesi var.İstanbul baştan başa ayrı bir rüya ayrı bir masal. Okunmasını tavsiye ederim.
İstanbul tarihin birçok dönemine ev sahipliği yapmış, her dönem hoyratça kullanılmasına rağmen güzelliği ve asaletinden ,değerinden birşey kaybetmemiş büyülü şehir. Kitap yaşadığımız şehirin sembolü olan tarihi mekanların ve semt isimlerinin gizemli hikayelerini anlatıyor. Yaşadığımız şehir ile ilgili birçok yeni bilgiyi farkettiriyor. Hikayeler kimi zaman eğlenceli ,çokça ise hüzün barındırmasına rağmen yaşanmışlığın izinde maceralı ve keyifli bir zaman tüneli yolculuğuna çıkarıyor. Ben keyifle okudum, kütüphanemde duracak ve zaman zaman dönüp içindeki hikayeleri tekrar zevkle okuyacağım bir kitap olarak yerini alacak.
Ayrı ayrı kitaplarda okuduğum İstanbul ile ilgili yazıları tek bir kitapta toplayan yazar,Yunan mitolojisi,Osmanlı, Atatürk ve yakın dönemden demetlediği yazılarıyla gayet keyifli okunmalık bir kitap sunmuş.
Aslında insanoğlunun denizleri geçmesinin ardında ilkçağlardan bu yana rant tutkusu yatmaktadır. Haritaları aşıp yeni ve zengin yerlere ulaşmak... Belki de keşfetmek dedikleri burdur!
İstanbul'a dair ilginç ve az bilinen hikayelerin, semtlerin, insanların ve hatta hayvanların da konu olduğu bir İstanbul kitabı. İsmine aldanmayın İstanbul dan girip farklı yerlerden çıkan hikayeler de yok değil.
İstanbul'a hayran olan okuyucular için kaynak niteliğinde bilgiler var. Yazarın tarzı oldukça keyifli. Esprili bir anlatım ve şiirsel girizgahlar ön plana çıksa da günümüz İstanbul'una yapılan muhalif eleştiriler de oldukça dikkat çekici olmuş.
Semtlerden yola çıkarak anlatılan hikayelerde belli bir dönemden bahsedilmemiş. En eski dönemden hikayeler de var, Bizans da var Osmanlı da. Ve tabi Cumhuriyet ilk ve son dönemleri de. Eski ve yeni İstanbul karşılaştırması yapmak için güzel hikayeler seçilmiş. Kişiye dair hikayelerde biraz Sunay Akın havası var ama biraz da üslup ile alakalı bir durum diye düşünüyorum.
Keyifle okunan, iyi bilgilerle dolu eğlenceli bir İstanbul kitabı
İnsanlar, medeniyetler, çağlar değişiyor.
İstanbul aynı kalmasa da yerinde duruyor.
Efsaneler gerçeğe, gerçekler efsunlu öykülere karışıyor.
İstanbul, üzerinden farklı medeniyetler geçen yaşlı bir fahişe.
İstanbul 'sudan öyküler' şehri...
Eserde aşırı Sunay Akın esintisi hissettim. Üslup ve bilgi paylaşımı olarak. İstanbul'a doyamayacağınız bir eser yine de... En çok da cellatların mezarlarının yerinin belli olsa da mezar taşlarının olmadığı ve Cellat çeşmesinin olduğu yerin anlatısı merak uyandırıyor.
Amin Maalouf, "Arapların Gözünden Haçlı Seferleri" adlı kitabında, Fransız tarihçilerinden Rudolf of Caen'in sözlerine yer veriyor:
"Askerlerimiz Maarre'de dinsizlerin (Müslümanların) yetişkinlerini yemek kazanlarında kaynar suyla haşladılar, çocukları şişe geçirerek öldürdüler ve sonra da ızgarada pişirip yediler. " Fransız Akademi üyelerinden Funck Brentanono ise, yaşanan vahşetin boyutunu şu sözlerle özetler:
" Bizimkiler susuzluklarını giderebilmek için at ve eşeklerin damarlarını kesip kanlarını ve idrarlarını içtiler. Bazıları lağımlara kuşaklarını ve paçavralarını daldırıp bunlardan toplanan suyu içtiler. Kimi de arkadaşlarının idrarını avuçlarına doldurarak içti. "
Fransızların "Milli Destan" olarak kabul ettikleri Chanson d'Anioche de aynı konuda tüyler ürperten bilgiler vermektedir:
" . . . Antakya önlerinde açlıktan şikayet eden Haçlılara din adamı Pierrre l'Ermit şu tavsiyelerde bulunur; 'Açlığınızın sebebi korkaklığınızdır. Cesetleri toplayın ! Tuzlayarak pişirilirse daha lezzetli olur.' Bunun üzerine Haçlılar onun dediğini yaptılar . . . "