Kasanın yanındaki takvimle konuşuyor gibiydi. Haziran ayının fotoğrafı, Alpler'den bir görünümdü: bir inek sürüsü, yemyeşil bir vadide sakin sakin otluyordu. Geride, çizgileri belirgin beyaz bir bulut, Matterhorn ya da Mont Blanc'ın doruğunu kaplamıştı.
— Yasa, dedi, ne de olsa dünyasal işlerle ilgilenmek için yapılmıştır. Yin'in Yin olduğu, Yang'ın Yang olduğu, benim ben, ötekinin öteki olduğu bir dünya.
Ben benim / O odur / Sonbahar günbatımı.
Sense, sen bu dünyadan değilsin. Sen bizimkinden biraz daha yüksek ya da biraz daha alçak aradaki bir dünyadansın.
Her zamanki gibi, zemberek kuşunun bir ağacın tepesinde ötüşünü işittim: kii kii kiiiiii! Gazeteyi bıraktım, doğruldum ve sırtımı bir sütuna dayayıp bahçeye göz gezdirdim. Kuş tekrar öttü, bu kez sesi yan bahçedeki bir çam ağacından geliyor gibiydi. Ama bakışlarımı ne denli keskinleştirdimse de, kuşu hiçbir yerde göremedim. Her zamanki gibi, sadece ötüşü duyuluyordu. Kuşkusuz dünya
üzerindeki bir günün daha zembereğini kurmuştu.
— Burada söz konusu olan, daha iyi veya daha kötü değil. Eğer akıntının önünü hiçbir şey kesmezse, yükselmesi gereken yükselir, alçalması gereken alçalır. İnsan yükselen akıntıdaysa, en iyisi en yüksek kuleyi bulup tepesine tırmanmak ve aşağıya iniliyorken de en iyisi en derin kuyunun dibine inmektir. Eğer akıntı yoksa hiçbir şey yapmamak en iyisidir. Ama eğer akıntıya karşı gidilirse, her şey kurur ve bu dünya karanlıklara gömülür. İnsan, beni terk ederek kendini bulur.
Ben oyum / O bendir / İlkbahar akşamı.
Zemberekkuşu'nun Güncesi Hel okumaya korkmuştum hem uzun hem murakami romanı diye ama o kadar akıcı ve zevkliydi ki. Tadı damağımda kaldı diyebilirim. Karakterler çok iyi merak uyandıran bir olay örgüsü var. Ve hep heyecanlandıran satırları sayesinde hiç sıkılmadan okudum.
Parmaklığa dayanmış, limonlu bir pastili emerek bir süre bahçeyi seyrettim, ama kediyi hiçbir yerde göremedim. Aslında, hiçbir yerde hiçbir şey göremedim. Sanki olağanüstü etkili doğal bir güç, eşyanın doğal devinimini durdurmuş ve burasını öylece, olduğu gibi kalmaya zorlamıştı.