Ho’oponopono öğretisini daha önce duymuş muydunuz? Kitapta bu teknikten, tekniği uygulayan kişilerin hikayelerinden bahsediyor. “Sen değişirsen dünya değişir” düşüncesi var temelinde çünkü her şey Sen’sindir. Ve hayatının tüm sorumluluğunu alman gerekir. Hatta hayatındaki diğer kişilerinde diyor. Bu beni şaşırttı. Tekniğin kurucularından olan bir psikiyatrist doktor akıl hastanesinde yatan kişilerle ilgili çalışmalar yapıyor ve kişiler gelişme, iyileşme kaydediyor. Bunu yaparken hiçbiriyle birebir görüşmüyor. Sadece o kişilerin kendi içinde oluşturduğu düşünceleri “özür dilerim, lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum” kelimelerini kullanarak yapıyor. Tekniğin baş tacı bu kelimeler. Söz büyüdür. Yargıladığımız her şey aslında orada oluşturduğumuz kayıtları sonrasında yaşatır bize. 24 saat hiçbir şeyi yargılamadan durmayı denemiş bir kişi ve yapamadığını fark etmiş. Zihinlerimiz oldukça üretken bunu neden olumlu yönde kullanmayalım ki? Bu kelimeleri söylerken de Yaratıcıyla bağlantıda olduğunun farkına varmak, koşulsuz güvenmek, teslim olmak gerekiyor.
“Tanrı’nın seni gözeteceğine güvendiğin zaman kendini daha iyi hissedeceksin.” (s.102)
Bu tür konulara inananlar için faydalı bir okuma olacağını düşündüğümden tavsiye ediyorum.
“Yaşamımızda rol alan tüm unsurları anlama şansına sahip değiliz. Onları serbest bırakmalıyız. Güvenmeliyiz.” (s.79)
“Herhangi bir şeyi değiştirmek istiyorsanız bunu içinizde yapmalısınız, dışınızda değil. Asıl konu mutlak sorumluluktu. Suçlanacak kimse yoktu. Hepsi sizinle ilgiliydi.” (s.65)
