Zero Zero Zero 'da kokainin bir uçak yolculuğu boyunca midede çözünmeden nasıl taşındığı, öncesinde ne tür bir diyet yapıldığı, yolculuk boyunca nelere dikkat edilmesi gerektiği bölümünü okurken fark ettim ki kötülük ya da kötücüllükle ilgili sık kitap okuyan benim türümdeki okurlar bir şekilde "kötülüğün öğrenilerek aktarılmasına" da maruz kalıyor. Yazarın amacı var olan kokain trafiğinin nasıl işlediğini anlatmak iken ister istemez okurlarından bazılarını potansiyel kokain kuryesi de yapabiliyor.
Dövüş Kulübü'nde bir bombanın marketten alınabilecek ürünlerle nasıl yapılabileceğini detaylarıyla anlatması ya da birçok polisiye romanda kusursuza yakın cinayetlerin nasıl işlenebileceğinin anlatılması gibi. Kurgu suçlanamaz. Afrika'nın geçen yüzyıldaki tarihi darbeci generallerin mermileriyle yazıldı diye Afrika tarihini okuyup darbe yapmaya kalkışan bir generalin eyleminde yazarlar nasıl suçun paydaşı olmuyorsa kurgu yazarları da okurdaki kötülüğü tetikledikleri için suçlanamaz. Sıkça kullanılan hatalı bir söylem: "TV insanları şiddete sevk ediyor." Hayır! TV insanın zaten içinde olan şiddet potansiyelinin görünür olmasını tetikleyebiliyor. Sözün özü: Hayır! Midemde kokain taşımaya niyetim yok. Bu kitap beni buna sevk etmedi. :)) (Mesleğim için faydalı bilgiler edindim bile diyebilirim.)