Sözler ve Alıntılar
Sonuç olarak; Zülkarneyn birinci seyahatinde, Vega Yıldızı yakınında bir yere varmış, artık bizim Güneşimiz ve Dünyamız çok uzaklarda kalmıştır.
Sayfa 148
Zülkarneyn'in İkinci Seyahati (Güneş'in Doğduğu Yer)
Kur'an'da ise "apeks" (=günerek) tabiri yerine "mağrib" (=batış yeri) kelimesinin, "antapeks" tabiri yerine ise "matli" kelimesinin kullanıldığı görülür. Bugünkü astronomi bulgularıyla "antapeks" doğrultusu, Colombo Takımyıldızı yakınında (RA. 6 / Dec. -30) yer alır.
Sayfa 176
"Sebeb"e tâbi olarak "Solar Apeks"e varan Zülkarneyn, orada bulduğu Güneş'i bir "karadelik"in içine girerken görmüştür.
Sayfa 160
Zülkarneyn; Allah'ın kendisine dünyada imkân sağlayarak uzak yerlere gidebilmesi için "sebeb" isimli vasıtayı verdiği şahıstır. O, kendisine verilen "sebeb"le üç ayrı seyahate çıkmıştır:
"Güneş'in battığı yere"
"Güneş'in doğduğu yere"
"İki sedd/südd arasına"
Sayfa 21
Yahudilerin esas maksatları; Tevrat'ta hakkında diğer peygamberler gibi bilgi verilmemiş olan bir peygamberin hayatı konusunda, Peygamberimizin bir şey söyleyip söyleyemeyeceğini denemektir. Bu açıdan bakıldığında sorunun Hz. İdris hakkında olabileceği akla gelmektedir.
[Kendi notum: Belki de Zülkarneyn, Üzeyir, Azaryahu, Enok, İdris aynı kişilerdir.]
Sayfa 110
"Güneş"in battığı yer" tabirinden kastın ne olduğu konusu müfessirlerce bir sorun olarak görülmüş ve; "Güneş'in gökyüzünde battığı yere ulaşmak imkansızdır." gerekçesiyle bu ifadeden kastın "batı" olduğu söylenmiştir. Oysa âyette açıkça "Mağribe'ş-şems" (=Güneş'in battığı yer) denmektedir. Yani, sadece "batıya" denebilecekken; "Güneş'in battığı yere" denmiştir ki, sadece "batı demek için âyette "şems" (=Güneş) kelimesinin bulunmasına, yâni "Mağribe'ş-şems" denilmesine ihtiyaç yoktur kanaatindeyiz.
Sayfa 141
Zülkarneyn, iki nebula arasında bulunan iki gezegenden birine gitmiş, oradakiler, diğer gezegende bulunan Ye'cüc-Me'cüc'ün kendilerine saldırdıklarını söyleyerek, Zülkarneyn'den o gezegenle kendi gezegenleri arasına para karşılığında gazdan bir engel yapmasını istemişlerdir.
Sayfa 245