... dikkatimi en çok çeken şey kitapseverlerin azlığıydı.
Sayfa 17Kitabı okuyor
Entelektüel bağımsızlık düşmanları haklılıklarını her zaman bireyciliğe karşı disiplin önermesini savunma iddiası üzerinden sunmaya çalışır. Hakikat ve asılsızlık karşıtlığı meselesi mümkün olduğunca geri planda tutulmaya çalışılır. Vurgulanan noktalar değişse de düşüncelerini satmayı reddeden yazar her zaman bencillikle yaftalanır.
Sayfa 34 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Bir başına durmaya cüret etmek" ideolojik kabahat olduğu gibi pratikte de tehlikeli. Yazarın ve sanatçının bağımsızlığı müphem ekonomik güçler tarafından aşındırılırken, aynı zamanda onu savunması gerekenler tarafından baltalanıyor.
Sayfa 33 - Can YayınlarıKitabı okudu
Geçmişte, en azından Protestan yüzyıllarda, isyan ve entelektüel ilkelilik düşünceleri birbirine geçmişti. Bir-siyasi, ahlaki, dini veya estetik- doktrin karşıtı, kendi vicdanını çiğnemeyi reddeden kişiydi.
Sayfa 33 - Can YayınlarıKitabı okudu
Milton'in Areopagitica'sının yayımlanışının üç yüzüncü yıldönümü münasebetiyle PEN Derneği'nin düzenlediği toplantıya katıldım- söz konusu risalenin basın özgürlüğünü savunmak amacıyla yazıldığını hatırlarsınız. Toplantıyı ilan etmek amacıyla önceden dağıtılan broşürlerde Milton'ın bir kitabı “öldürme"nin günahı üzerine
Sayfa 32 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kitaplarla profesyonel denebilecek türde bir ilişki kurmadan çoğunun ne kadar kötü olduğunu keşfedemez insan. On kitaptan dokuzu için yapılabilecek tek nesnel ve samimi eleştiri "Bu kitap beş para etmez," cümlesiyken, eleştirmenin kişisel tepkisi de "Hiçbir şekilde ilgimi çekmeyen bu kitap hakkında para vermeseler yazmazdım," olacaktır muhtemelen.
Sayfa 29 - Can YayınlarıKitabı okudu
Uzmanlık konuları üzerine yazılmış kitaplarla uzmanlar ilgilenmeli ama diğer yandan kitap incelemelerinin, özellikle romanlar söz konusuysa çoğunu amatörler yapabilir.
Sayfa 28 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yayıncılar savaştan beri edebiyat editörlerini parmaklarında oynatıp ürettikleri her kitabı övgüyle duyurmalarını sağlamakta eskisi kadar başarılı değiller, fakat diğer yandan yer yokluğu ve başka elverişsizlikler yüzünden eleştirilerin seviyesi de düşmüş durumda.
Sayfa 28 - Can YayınlarıKitabı okudu
Muntazaman kitap eleştirisi yazan herkese -her yıl, diyelim en az yüz kitap incelemesi yazan kişilere- soralım, acaba alışkanlıkları ve karakterlerinin tarif ettiğim gibi olduğunu inkâr edebilecekler mi? Her yazar biraz böyledir zaten, fakat uzun süre ayırt etmeden kitap incelemesi yazmak özellikle nankör, sinir bozucu ve tüketici bir iştir. Yalnızca çerçöp kitapları övmeyi değil- gerçi az sonra göstereceğim üzere bunu da içerir- kişinin kendiliğinden bir şeyler hissetmediği kitaplar için sürekli tepkiler uydurmasını gerektirir.
Sayfa 27 - Can YayınlarıKitabı okudu
İzmaritler ve yarısı boşalmış çay fincanları dört bir yanına gelişigüzel atılmış soğuk fakat tıklım tıkış bir bekār odasında, güve delikli robdöşambrı içinde bir adam sarsak bir masaya oturmuş, tozlu kâğıt yığınları arasında daktilosuna yer açmaya çalışıyor. Kâğıtları atamıyor çünkü çöp kutusu ağzına kadar dolu, üstelik cevaplanmamış mektuplar ve ödenmemiş faturalar arasında bankaya yatırmayı unuttuğundan neredeyse emin olduğu iki guinea'lik bir çek olması muhtemel. Adres defterine kaydetmesi gereken adreslerin yazılı olduğu mektuplar da var. Adres defteri kaybolmuş ama onu arama düşüncesi, hatta herhangi bir şeyi arama düşüncesi bile şiddetli intihar dürtüleri uyandırıyor içinde.
Sayfa 25 - Can YayınlarıKitabı okudu