"Gerçekten sevdiğim insanlar çok değildir; beğendiklerim ise daha az. Dünyayı görüp tanıdıkça memnuniyetsizliğim artıyor, insan karakterlerinin ne kadar tutarsızlıklarla dolu olduğunu, faziletli veya akıllı gibi görünenlere bile nasıl hiç güven olmadığını gün geçtikçe daha iyi anlıyorum."
"Kişilikten yoksunluk! İstedikleri bu! Ve bundan büyük bir haz duyuyorlar.Yani, kendileri olmamak, olabildiğince kendilerine benzememek! En büyük ilerleme, onlara göre bu!"
"Bildiği, hissettiği bir tek şey vardı: Şöyle ya da böyle, her şey değişmeliydi; umutsuzlukla, tuhaf bir inançla ve kararlılıkla, "Değişsin de, nasıl değişirse değişsin." diye tekrarlayıp duruyordu."
"Neymiş efendim, onların da bildiği gerçekler varmış! İyi ama, gerçek her şey demek değildir ki... Hiç değilse işin yarısı, bu gerçeklere nasıl bakıldığına bağlıdır."
"Ben onun yalnızca kendine göre iyi bir adam olduğunu söyledim.Hiçbir eksiği bulunmasın diye bakacak olursak, dünyada kaç tane iyi insan kalır dersin?"
"Sanki ilkelerin, bütün hareketlerine yön veren bir zemberek oluşturmuş içinde!.. Sen ve senin gibiler kendi iradenizle kımıldamaya bile korkarsınız!.."