Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı kişiler ise diğer insanların sorunlarıyla özellikle ilgilenirler; kimin derdi olsa, nerede bir acı yaşansa orada belirirler. Normal insanın yardımseverliğinden farklı olan bu tür tutumlarda üstü kapalı bir sadistlik öğesi bulunur ve kişi diğer insanları zor durumda ya da acı çekerken görmekten ötürü dolaylı bir doyum sağlar. Bazen bu mekanizma bir başka biçimde işler ve kişi bilincinde olmaksızın diğer insanları zor durumda bırakacak bir ortam sağlar ve onların bocalamasını gözlemekten sinsice bir haz duyar. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, açık saldırganlığı konu alan filmlerin yanı sıra, deprem, yangın, kaza, vb. içerikli filmlerin çok sayıda izleyici bulabilmesi ve bu tür filmlerin sayısının giderek artması da oldukça anlamlıdır.
Sayfa 61 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fazlasıyla tartışılır bir konu vol 12348:))
Evlilik toplumsal sağlığın çok önemli bir maddesidir.
Sayfa 74 - Motto yayınlarıKitabı okudu
Akil insanlar heyetinin bir başka üyesi Murat Belge ise, zihnimizi bulandıran bi açıklama yaptı, "bizim desteklediğimiz adam, uydurma Tayyip Erdoğanmış, adımız akildi ama, akil falan değildik, aklımızı kullanmıyorduk, bize verilmiş bir şey yok, sadece defter kalem verildi, lüzumsuz adamlardık, akil insanlar konu mankeniydi" dedi.
Sayfa 241 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
CHRISTIAN HARPER
"Bana hiç şansa inan biri gibi görünmemistin" "Konu sen olunca herseye inanırim. Aşka bile." <3
On­lar ebeveynlerim değil de hayatımdaki düşman varlıklar olsa­lardı, büyük bir ihtimalle bunu hiç umursamazdım. Ama bana ne kadar müdahale etmeyi denedilerse de onları her zaman atlatmayı başardım. Fakat dediğim gibi, ebeveynlerim benim düşmanım değil. Yoldaş olup olmadıklarıysa ayrı bir konu ama en azından düşman olduklarını söyleyemem. İsteklerini göz ardı edemeyeceğim kadar yakın bir ilişki içindeydik.
Sayfa 132 - KORİDOR YAYINCILIK, GençKitabı okudu
Reklam
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
1. Görmedin mi nasıl yaptı Rabbin, (Kâbe’yi yıkmaya gelen) fil sahiplerini (Ebrehe ve ordusunu)? 2. Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı? 3. Onların üzerine sürüler halinde kuşlar gönderdi. 4. (Bunlar) onlara pişkin sert çamurdan (dolu gibi) taşlar atıyor(lar)dı. 5. Derken (Allah) onları (Ebrehe ve ordusunu), yenmiş (delik deşik olmuş) ekin yaprağı gibi yapıverdi. (Bu sûre, insanları orada toplamak için San’a (Yemen)’de bir kilise yaptıran ve gururlu zorba bir tavırla ve siyâsî üstünlüğüne güvenerek İslâm’ın kutsal bir sembolü olan Kâbe’yi yıkmaya niyetlenen Habeşistan vâlisi Ebrehe ve ordusunun hâlini konu edinmiştir. Hem de bütün zamanlarda geçerli, aynı mevki ve konumdaki kutsal düşmanlarına bir uyarı niteliği taşımaktadır. Burada, Ebrehe benzeri kimselerin otorite güç ve servetine güvenerek, İslâm’ın kutsal değerlerine saldırma veya onlarla mücadele etme planları hazırlamalarına karşı, bütün zamanlara yönelik, mühim bir uyarı vardır.)
Sayfa 601 - Fîl/1-5Kitabı okuyor
Henüz yolumuz kesişmemiş olabilir başka Yollarda geziniyor olabiliriz. Belki de karşıma hiç çıkmayacaksın ve biz diye bir şey olmayacak. Belki de yüzünü ezberleyeceğim. Bazen düşününce anlam veremiyorum, sarılmamız gereken bu kadar konu varken sen hâlâ neden yoksun? Uzaktan sevmekti bizimkisi... Birimiz kafeste, birimiz son nefesteydi sanki... Yaklaşamamak, yaklaştığında dokunamamak, dokunsan bile yanına alamamak. Bizimkisi aşkın duran haliydi. Ben sana durdum, saatleri sana kurdum. Gülüşümü gelişine sakladım, gelişini belki son nefesime...
Ağzımdan çıkanı duymanız kolay. Ama yapabiliyorsanız, bunu da duyun!
Kendimi dinlemeyi öğrenmekti bu yaptığım. Çünkü duyulabilecek kadar yüksek bir ses vardı içimde. Bunu fark edince, dünya üzerindeki bütün insanlar birden yok olsalar dahi yalnız kalmayacağımı anladım. Çünkü ağzımdan çıkan, başkalarının duyabildiği bir sesin yanında içimde yankılanan ve kimsenin varlığından bile haberdar olamayacağı başka bir ses daha vardı. Demek ki kendimle diyalog kurabilir, aynı konu hakkında yüksek sesle bir söz söylerken, içimden de bambaşka bir cümle kurabilirdim. Dünyayla aramdaki köprüyü ve kendime açılan kapıyı böylece keşfettim. Tabiî bu aynı zamanda on dört yaşında bir çocuğun yalanı da keşfiydi. Daha doğrusu hiçbir yalandan acı çekmemeyi öğrenmesiydi. Yüksek sesle inanmadığım her şeyi anlatabilir, içimden de “İnanmayın bana. Sakın inanmayın. Hepsi yalan! Ağzımdan çıkanı duymanız kolay. Ama yapabiliyorsanız, bunu da duyun!” diyebilirdim.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.