Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Abdülhamid ve Namık Kemal

Profil
Nihayet Abdülhamid, Nâmık Kemal hakkında, "İtiraf edeyim ki vatanperver bir insandı, mülkün bekasını herşeyin üstünde görüyordu" demekten kendisini alamamıştır. "Midilli'ye gönderilmesi için ise "Kemal Beyin Magosa'ya gidişi, Midilli'ye gönderilişi, hep kalemine ve vatanseverliğine kıyamadığım içindir. Yoksa çok daha ağır cezalara çarptırılması icab eden işlere girip çıkmıştır. İstanbul'da kalması mahzurluydu. Çünkü çevresine toplananlar onu kışkırtıyorlardı, kullanıyorlardı. Nitekim bu yüzden hapsettim, sürgün ettim, ama muhabbetimi bir gün bile eksiltmedim. Nerede olmuş olursa olsun, kendisi ve ailesi refah içinde yaşamıştır" demiştir. Nâmık Kemal'in bu muameleye karşı tavrı ise, bizzat Sultan Abdulhamid'in ifadesi bir tarafa, zaman zaman Sultana haklılık kazandıracak bir mahiyet arz ediyordu. Milli ve İslâmî hamiyetinden doğan bazı söz ve misraları, aslında "Şu hürriyet perdesi altında müthiş bir istibdadı taşıyan şu astin gaddar yüzüne çarpılmaya lâyık iken; ve halbuki o tokada müstehak olmayan" Sultan'ın yüzüne savruluyordu. 46 Bütün hassasiyetine rağmen Sultan Abdülhamid, Kemal'in, "Ne mümkin zulm ile, bîdâd ile imhâ-yı hürriyet Çalış, idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten" hitabına muhatap olmaktan kendisini koruyamamıştır.
Sultan Abdülhamid, hâtıralarında "Kemal Bey benim mağdurlarım arasındadır. Fakat aslında o kendi kendisinin mağduru idi" diye bahsettiği Nâmık Kemal'i beğendiğini söylemektedir. Yine aynı hâtıralarında Abdülhamid, Nâmık Kemal'in çok karışık ve çapraşık bir insanolduğunu, "mizacında birbirine aykırı iki ayrı insan yaşayan nâdir kişilerden biri oldugunu" ifade eder. Ancak onun Al-i Osman'dan yana olduğunu ve bu yüzden Mithat Paşa ile aralarının açık oldugunu da teslim eder.