Konuşma yeteneği olmadığı için vaizlik görevine son verildi.
Resim yeteneği olmadığı için çağdaşlarından hemen hemen hiç kimse ilgilenmedi resimleriyle.
Madem, madencilere, yoksul köylülere, onların sözcükleriyle seslenemiyordu, öyleyse o da onların resimlerini yapardı.
Bu resimleri gören, Parisli eleştirmen, yazar, koleksiyoncu, galerici baylar, tıpkı Brüksel'deki kilise yetkilisi gibi karar verdiler: Ressam yeteneğin yok.
Gerçekten de, o bayların, bildikleri, sevdikleri, alıp duvarlarına astıkları resimlere benzemiyordu onun çizip boyadıkları.
Kuşkusuz, madencilere de, başka vaizlerin sözleriyle seslenmemişti. Ne o konuşma biçimini, ne o resim biçimini biliyordu Van Gogh.
Çok şükür ki bilmiyordu.
Çünkü başkalarının diliyle konuşarak sanatçı olunmaz.
Bilineni yinelemek neye yarar?