Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Cennette savaş oldu. Mikail'le melekleri ejderhayla savaştılar. Ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. Bu yüzden cennetteki yerlerini de yitirdiler." İncil'deki Aziz Yuhanna'nın Vahiy'de anlatılan hikayede, dünyanın sonunda Cenneti Cehenneme ve erdemi kötülüğe karşı karşı karşıya getiren son bir savaş yaşanıyor. Tanrı'nın göksel güçlerinin lideri olan Başmelek Mikail, tabloda her başın yedi ölümcül günahtan birini simgelediği yedi başlı bir ejderha ile sembolize edilen kötülüğe karşı mücadelelerinde meleklere komuta ediyor. Dürer, bu destansı yüzleşmeyi Aziz Mikail'in mızrağını ejderhanın kafalarından birine sapladığı anda yakalıyor. Aziz Mikail'i çevreleyen, savaşa hazır üç melek daha bulunuyor. Savaşın altında, dağların ve sakinliği, uzaktaki yüksek bir kuleyle taçlandırılmış bir kiliseyle vurgulanan şirin bir kasabanın yer aldığı huzurlu bir manzara uzanıyor. Sahnenin en altta orta kısmında, Dürer'in tüm gravürlerinde kullandığı ikonik "AD" monogramı görülüyor....
Grant Wood (1891 - 1942 ) - Amerikan Gotiği (1930)
Amerikan Gotiği, şüphesiz dünyanın en ünlü (ve en çok parodisi yapılmış) tablolarından biridir. Kızının yanında duran bir çiftçiyi tasvir eder (genellikle yanlışlıkla karısı olduğu varsayılır). Grant Wood, Eldon, Lowa'da bulunan bu evi (hala var olan!) "bu evde yaşamasını hayal ettiği türden insanlar" ile birlikte resmetti. Resmin adı, evin mimari tarzı Gotik Marangoz üzerine bir kelime oyunudur.Yani, sanatçı bu resimde her şeyi icat etti. Figürler Wood'un kız kardeşi Nan Wood Graham ve diş hekimleri Dr. Byron McKeeby tarafından modellenmiştir. Kadın, 20. yüzyılın kırsal Amerikan kültürünü çağrıştıran kolonyal desene sahip bir önlük giymiş, adam ise bir tulumun üzerine ceket giymiş ve bir tırmık taşımakta. Evin verandasında bulunan bitkiler, paşa kılıcı ve Wood'un diğer resimlerinde de görülen paşa çadırı bitkileridir.Resim ilk başta eleştiri aldı (günümüzde önemli olan birçok ünlü resim gibi), ancak daha sonra Amerikan Gotiği, kararlı Amerikan öncü ruhunun bir tasviri olarak görülmeye başlandı....
Reklam
Maniyerizm (Üslupçuluk) (1520 - 1580)
Maniyerizm (Üslupçuluk), yaklaşık 1520-1580 tarihleri arasında ortaya çıkmış olan bir sanat üslubudur. Rönesans'ın getirmiş olduğu yetkinliğe karşı bir çıkış olmuş, kendisinden sonra gelen üslup ve akımlara önayak olmuştur. Başlatıcısı ve en önemli temsilcisi Michelangelo Bounarotti'dir. Sistine Şapeli'ndeki mahşer freskleri bu resim tarzı için belirleyici olmuştur. Artık ideal görüntü yerine sanatsal niteliğin araştırıldığı, figürlerin deformasyonu ile kendini belli eder ve özgün tarzlara doğru bir adım olarak belirir. En önemli sanatçıları Tintoretto ve El Greco'dur.Maniyerizm'de her şey birbirine karışmıştır. Her şey bir devinim halindedir. Olayın net olarak anlaşılması biraz zordur. Bu hareketlilik sanatçının fırçasından kaynaklandığı gibi figürlerin uzaması ve çeşitli pozlarla resmedilişinden de kaynaklanır. Bu o döneme değin Rönesans'ın uyumlu formlarının karşısında bir hareketti. Klasik sanattan baroka geçiş olarak da bilinir. Bireysel yorumlamalar, serbest duruşlar bu üslubun önemli özelliğidir....
Rembrandt Van Rijn (1606 - 1669) - Titus at His Desk (1655 )
Titus van Rijn (1641–1668), Rembrandt'ın ilk karısı Saskia'dan olan dört çocuğundan bebeklik döneminde hayatta kalan tek çocuğuydu. Babasının resimlerinde ve çalışmalarında bir figür veya model olmasının yanında, aynı zamanda tercihli mirasçı olarak hukuki bir dava nedeniyle de tanınıyor....
Santiago Rusiñol (1861 - 1931) - Hydrangeas on a Garden Path (1929)
Ünlü Katalan ressam Santiago Rusiñol tarafından yaratılan bu güzel manzara, Barselona'nın yaklaşık 50 kilometre kuzey doğusundaki pitoresk bir kasaba olan Arbúcies Parc Badés'te bulunan, yemyeşil bir gölgelik içindeki pembe ortancalarla kaplı bir yola sahiptir. Casa Badés bahçeleri Rusiñol'un hayal gücünü harekete geçirmiş ve 1927'den 1929'a kadar yaptığı en az 15 sanat eserine ilham vermişti. Rusiñol'un bahçelere olan tutkusu akranları arasında benzersizdi. Sanatçının 1898 yılında Granada'ya yaptığı gezi onun için bir dönüm noktası olmuştur. Bahçeler, hem yalnızlığının bir metaforu hem de 1898 İspanyol-Amerikan Savaşı'nda İspanya'nın yenilgisine ilişkin bir yorum olarak ona kişisel üzüntülerinden ve bağımlılıklarından kurtulma olanağı sunuyordu.... Sanatta bunun nasıl olduğunu bilirsiniz; güzel çiçeklerle dolu basit bir bahçe sahnesine de bakabiliriz, sanatçı ya da bizim için önemli bir metaforik yere de. Sanat hem entelektüel hem de duygusal olarak algılanabilen bir şeydir....
Julies Bastien Lepage (1848 - 1884 ) - Hay Making (1877)
Jules Bastien-Lepage, Salon sergilerinin (Paris Salonu ya da kısaca Salon, 1725'ten itibaren Paris'teki Académie des Beaux-Arts'ın resmi sanat sergisi olarak açılan sergiydi. 1748-1890 yılları arasında dünyadaki en önemli yıllık ya da iki yıllık sanat etkinliği oldu.) sembolize ettiği dönemin resmi Fransız sanat ortamında pek popüler olmayan tarım sahneleri konusunda uzmanlaşmıştı. Saman Yapımı, resimde natüralizmin bir başyapıtıdır. Sanatçı, Fransız kırsalının destanını güçlü bir şekilde yakalamış ve köylüleri sadelikleri ve umutsuzlukları içinde tasvir etmiştir: ön planda oturan genç kadın, yorgunluktan bitkin durumdadır. Kompozisyon oldukça fotoğrafik: ufuk alışılmadık derecede yüksek, samanın tuvalin ana kısmını doldurmasına izin veriyor. Geliştirilmiş perspektif kullanımı, açık renk şeması ve modellerin etrafındaki sıkı kompozisyon, natüralist tarz içinde modern bir dokunuşa işaret ediyor....
Reklam
Vincent van Gogh (1853 - 1890) - The Pink Peach Tree (1888)
Vincent van Gogh'un Arles'taki dönemi onun en verimli dönemi olarak kabul edilir. Burada geçirdiği 12 ay boyunca aralarında en ünlülerinin de bulunduğu 187 adet inanılmaz resim ve çizim üretti. Sanatçı, ilk haftalarında neredeyse her gününü meyve bahçelerinin canlı çiçeklerini tuvalinde resmetmeye adadı. Kısa bir süre içinde, neşeli konularının moralleri yükselteceğine inanarak, bu eserlerin bir pazar bulacağı umuduyla 15 meyve bahçesi tablosunu tamamladı.Eserlerin bir araya getirilmesinden memnun kalan Van Gogh, onları Japon sanatında hayran olduğu bir konsept olan dekoratif triptikler (yan yana ve birbiriyle ilişkili üç resmin oluşturduğu pano şeklindeki hareketli grup resimleri) halinde gruplandırmayı düşündü. Bu tablonun daha eski ve hemen hemen aynı versiyonu, van Gogh'un ölüm ilanını gördükten sonra kendisine resmin temellerini öğreten ressam Anton Mauve'ye ithaf ettiği Kröller-Müller Müzesi koleksiyonunda yer almaktadır. Bu çalışma van Gogh'un kardeşi Theo'ya gönderilmiş....
Giuseppe Arcimboldo (1526 - 1593) - Vertumnus rolünde Hasburglu Rudolf II (1590)
İmparator II. Rudolf pek çok ilgi alanına sahipti ve siyaset bunların başında gelmiyordu. Habsburg imparatorluğunun (üzerinde güneşin hiç batmadığı imparatorluk) imparatoru olarak 1583'te başkenti Viyana'dan Prag'a taşıdı. Rudolf resim toplamayı severdi ve sık sık oturup saatlerce yeni bir esere hayranlıkla baktığı söylenirdi. Geçmişteki önemli başyapıtları elde etmek için hiçbir masraftan kaçınmamış ve dönemin en iyi çağdaş sanatçılardan bazılarının sürekli müşterisi olmuştur. Rudolf'un koleksiyonculuk aşkı resim ve heykellerin de ötesine geçmiştir. Her türlü dekoratif obje ve özellikle mekanik hareketli cihazlar yaptırmıştır. Ayrıca egzotik hayvanlara, botanik bahçelere ve "doğanın üç krallığını ve insan eserlerini" birleştiren Avrupa'nın en kapsamlı "meraklar dolabı"na (Kunstkammer) sahipti. Koleksiyon Prag Kalesi'nin koleksiyonu saklamak için 1587 ile 1605 yılları arasında özel olarak inşa ettiğirdiği kuzey kanadında bulunuyordu... Bu oldukça şaşırtıcı tabloda Rudolf, Roma'nın mevsim tanrısı Vertumnus olarak resmedilmiştir. Tahmin edebileceğiniz gibi Rudolf bu çalışmayı çok takdir etmiştir. Portre, Arcimboldo'nun mevsimler serisine karşılık gelen, imparatorun tüm mevsimlerin hükümdarı olduğu bir imparatorluk alegorisini anlatıyor. Her mevsimde görebildiğimiz çiçek ve meyve çeşitliliği, İmparator'un yönetimi altında altın bir çağın geri döndüğüne işaret ediyor....
Harue Koga - Sea
Harue Koga'nın en ünlü tablosu ve Japonya'da bir sanatçının yarattığı ilk Sürrealist eserdir. Fotomontaj tarzında boyanmış Koga, dergilerden, kartpostallardan ve gazetelerden görseller kullandı, bunları yeniden boyutlandırdı ve büyük bir tuval üzerine titizlikle resmetti. Hızla ilerleyen bir toplumun sunduğu tüm olasılıkların hayali bir kutlamasıdır. Bir denizaltı, bir fabrika ve bir keşif balonu sanayileşmeyi temsil ediyor; balık ve karideslerin ayrıntılı tasvirleri bilimsel keşifleri akla getiriyor; ve bir kadın yüzücü boş zamanı ve cinselliği temsil ediyor. Amerikalı sinema oyuncusu Gloria Swanson'un bir resminden alındığı söyleniyor. Bu, saf biçimde bir modernizmdir; doğmakta olan yepyeni dünyaya bir hoş geldin mesajı gibidir...
Margaretta Peale - Strawberries and Cherries (1795 - 1882 )
Sanatçı, nötr bir arka plan önünde, iki yanında bir kiraz salkımının bulunduğu, olgun meyvelerden oluşan porselen bir kaseyi izole etmiş. Soldan aydınlatılan basit ama etkili kompozisyon, çilek ve kirazların sıcak kırmızı ve sarı tonlarını serin zeytin ve gri arka plan ve rafla yan yana getiriyor. Margaretta, eserlerini ara sıra kopyaladığı babasından ve Amerika Birleşik Devletleri'nde natürmort sergileyen ilk ressam olan ilk kuzeni Raphaelle'den açıkça etkilenmiş olsa da, nesnelerin daha sade düzenlemelerini tercih ediyordu. Ayrıca, 19. yüzyılın başlarında Philadelphialılar tarafından giderek artan sayıda toplanan ve Akademi'de sergilenmeye başlanan 17. yüzyıl Hollanda natürmortlarının etkisine de kayıtsız kalmadı. 1820'lerde ve 1830'larda çoğu basitçe Meyve Parçası (orig. "Fruit Piece") başlığını taşıyan çalışmalarını halka açık olarak sergiledi. Bu konunun başka versiyonları da mevcuttur; bunlardan biri 1865 tarihlidir. (Bu tablo ve başlığı bana Nancy Sinatra ve Lee Hazlewood'un harika Yaz Şarabı şarkısını hatırlatıyor. Herkese harika bir Pazar günü dilerim!)
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.