Hep yaşlıdır gözleri..
Hiç kurumaz, dinmez..
Düşlerinde de ağlar da, kimseler bilmez..
Az sonra yine ağlar.. Biraz sonra yine..
Aşığın kaderidir;
Çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra çaresizliğine ağlamak,
çocuklar gibi çaresizce sevmekten..
Ah bir dokunsa sevinç gözyaşlarına döndürecektir de sevilen..
Kimisi kader der adına, kimisi keder, kimisi de âşk..
Çok yorgundur seven..
Çokça da dargın ve kırgın;
topraktan çiçeklere, gökyüzünden bulutlara, kuşlara..
Sevmekten de değildir, âşktan da değil..
Özlemdendir, hasrettendir de; Allah'tan başkası bilmez..
Kimisi mecnun der adına, kimisi meczup; ağlayanın..
Kendi gözyaşlarını silemeyecek kadar yorgundur artık karşılıksız sevenin yorgun bedeni..
Vurgun yemişçesine suskun ve sessizdir artık musalla taşında..
Dalından kopartılmış çiçekler gibi sereserpe uzanmıştır..
Sonbaharın sararıp soldurduğu yapraklar gibi savrulmuştur karşılıksız sevdasının savurduğu yerlere..
Sevgisizlikten veyahut âşktandır şairlere göre..
Don vurmuştur bu mevsim, bahçıvanlara göre..
Vicdanın ve merhametin efendileri siler son kez gözyaşlarını aşığın.. Gözyaşlarıyla yıkanır aşığın çocuklar gibi cansız bedeni.. Âşkın gözyaşları yoktur artık ve yağmurlarına ağlamayı öğretecektir Allah..