Aslında, belki de istediği ne o arabaydı ne de o adam; kendisine yeni zevkler yaratacak yeni bir günah istiyordu yalnızca, kocasının kendine vereceği yeni bir zevk, öğreteceği yeni bir günah kalmamıştı ama onun eti taze günahlarla beslenmeye alışmıştı.
O güne dek hiç rastlamadığı türde bir adamla tanışmıştık ve tenleriyle konuşan insanların gizli şifreleriyle o adamda istediği bir şeyler olduğunu hissetmişti.
Mehpare Hanım, geniş yatağın bir kenarına uzandı, onun yanına Hikmet Bey yattı, Matmazel Helen ise sırtını pirinç arkalığa dayayarak yatağa ilişir gibi oturdu.
Matmazel Helen, Hikmet Beyin karısıyla sevişmesinde önemsiz bir araçtı, eğer karısı seyretmese Helen'le sevişmezdi bile; heyecan veren, onu çıldırtan Helen'in vücudu değil, karısının seyretmesi,ona emirler vermesi, yaptıklarını anlattırmasıydı.
Sevişmeye katılan üçüncü vücut karı koca arasındaki suç ortaklığını dolayısıyla da aşkı pekiştirmeye yarıyordu yalnızca; suç işliyorlar, birlikte suçu paylaşmanın tadına varıyorlardı.
Bazı geceler Hikmet Bey, Mehpare Hanımla Chantal'i seyrediyor; bazı geceler Mehpare Hanım kocasıyla Chantal'i izliyor, bazı geceler de üçü birden yatağa aynı anda giriyorlar ve vücutlarının birbirine karışmasından müthiş hazlar çıkartıyorlardı.
Sevişmelerinde yeni bir bölüm daha açmaları gerektiğini hissediyorlardı, açtılar o gece o bölümü. Mehpare Hanım bir kadın vücuduna dokunmanın yadırgatıcı ve aykırı cazibesini alabildiğine yaşadı.