Bir elektronun konumunu, momentumunu, enerjisini veya zamanını bilemeyecek oluşunuz, Tryggvi Emilsson’un şaka yollu olarak “Tarihçiler Heisenberg’in Belirsizlik Kuramı’nı keşfettiği zaman aşk hayatını düşünüyor olması gerektiği sonucuna ulaşmışlar: -Zamanı olduğunda enerjisi yokmuş ve momentum doğru iken konuma karar verememiş” demesine yol açmıştır.
Sayfa 344 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Evren huysuz, düzensiz veya kaprisli olabilirdi. Fakat öyle görünüyor ki sağlıklı, uyumlu ve güzel olmayı seçmiştir.
Sayfa 338 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Gök bilimci Arthur Eddington, Einstein’a, “Londra’daki büyük marketlerimizden birinin (Selfridges) senin makaleni yoldan geçenler okuyabilsin diye vitrinine (altı sayfa yan yana) yapıştırdığını duymak hoşuna gidebilir. Vitrinin önünde büyük kalabalıklar birikiyor” diye yazmıştı.
Sayfa 330 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Her yıldız kümesi, eninde sonunda kütle çekimi altında çökecektir.
Sayfa 326 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Newton fiziği önseziye izin vermemektedir. Neden ve sonuç denen demir kural, asla ihlal edilmemektedir.
Sayfa 316 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
İkilem, dikkat çekmek amacıyla başının üstünde duran gerçektir [Nicholas Fallatte].
Sayfa 303 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Mesele şu ki, “hiçliğin enerjisinin” nasıl hesaplacağını hiç kimse bilmemektedir.
Sayfa 302 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Termodinamiğin ikinci yasasına göre; yok etmek, inşa etmekten çok daha kolaydır.
Sayfa 296 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Simyacıların kurşunu altına dönüştürebilen felsefe taşı konusundaki arayışları, kimyanın bazı temel yasalarının keşfedilmesine yardımcı olmuştur.
Sayfa 293 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Biz bu evde termodinamiğin yasalarına itaat ederiz.
Sayfa 288 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
“En güçlü olanın hayatta kalması”, gelişmiş evrenler üretmek açısından en tercih edilen evrenlerin yaşama devam etmesi anlamına gelir.
Sayfa 284 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
...ve "hiçlik”, sıfır yüke sahiptir.
Sayfa 278 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Einstein’ın evine misafir geldiği zaman Ay’a işaret edip “Ay, bir fare kendisine baktığı için mi var?” dermiş. Bir açıdan bakılırsa Kopenhag ekolünün yanıtı evet olabilirdi.
Sayfa 273 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu