b

Biyografi-Kültür-Sanat

Aşk-ı sadâkat ile sürdüğü bu yolda, ustalar ustası mertebesine ulaşmış bir yol eri olarak Hakk katındaki yeri elbette bilinmez. Ancak; Halk katında,sanatı eserleri ve örnek kişiliği ile Anadolu insanının gönlünde ışık olmuş bir halk kahramanıdır. Bildiğini, aklının erdiğini, kırmadan, incitmeden, ileri gitmeden söylemeye çalışır. Belli ki, gerçekler meydanında tarttığı öz değerini iyi bilir ama ayaklar turabı, gönüller hizmetçisiyim diyebilecek kadar da engin gönüllüdür. Erol Parlak
Sayfa 9 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
Bir Çınar misali Anadolu toprağına kök salmış güçlü soluğuyla toprağa hayat vermiş, Neşet Ertaş, ömrü boyunca elinde sazı, dilinde sözü yüreğinde aşkın közüyle, insanlığa hizmet yolunda Işık olmayı sürdürdü. Âdeta bir bal arısı gibi binbir çiçekten nice emekler çekerek yaptığı eşsiz lezzetteki balları gönüllerimize sundu. Varılacak menzili insan olarak gördüğü nice zorluklarla dolu bu çileli yolda, ışığını bereketli Anadolu toprağının aydın kültüründen alarak yürürken, korun içine çekilen ateş misali, emeğini ozan bilgeliğinin ardına gizleyerek engince fark edilmeyi bekledi. Bir garip bülbül misali sürdüğü ömrü boyunca hep hayatı havalandırdı, yaşadığını söyledi söylediğini yaşadı. Erol Parlak
Sayfa 10 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
Reklam
Bilinmelidir ki, günümüzde büyük bir yozlaşma ve kaybolma sürecine giren Anadolu halk müziği geleneği eğer hâlâ tüm canlılığı güzelliği ve saflığı ile yaşıyorsa, bunda en büyük pay sahibi Abdallar olup onların sanatsal üretimleri ile tarih sahnesinden silinmeleri gönül dünyamızı aydınlatan bir büyük ışığın sönmesi anlamını taşımaktadır.
Sayfa 21 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
Abdallar arasında bir gelenek hâlinde yaşatılan sözlü edebiyat ürünlerinden biri de destanlardır. Edebiyatçılar destanları; toplumu derinden etkileyen olaylar karşısında halkın duygu ve düşüncelerini, halk diliyle anlatan manzumeler biçiminde tanımlamakta, bu yönüyle de olayların halka yansıtılmasında önemli bir araç olduğunu belirtmektedirler.
Sayfa 102 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
Yüz Yıllar Boyunca Yapılan İftira!
Çoğunlukla Alevî inancına sahip olan Anadolu Türkmenlerinin sapkın bir kâfir olduğu fikri propagandasının nedenleri de geçmişin köklü sorunlarından kaynaklanmaktadır. Osmanlı Devleti'nin halktan kopuk politikalar izlemesi ile Anadolu'da yükselen Safevi hareketi sonrası Safevi Devletine bağlılık göstermeye başlayan Türkmenler, Osmanlı'nın bu durumu önlemeye yönelik olarak ortaya koyduğu politikalardan nasibini almıştır. Bunlardan biri; Türkmenleri Anadolu halkının gözünde küçük düşürüp ayrıştırmaya yönelik olarak uygulanan propagandalardır. Bu dönemden itibaren devlet katında köylü Türk; edrak-i bidrak (idrraktan yoksun), Türklük de utanılacak bir mertebede görülmüş, aynı düşünce Anadolu'da yayılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti tarafından yayılan bu propaganda çalışmaları kısa zamanda Anadolu halkı üzerinde de etkili olmuş, halk arasında Alevî Türkmenlerin dolayısıyla da Tahtacıların sapkın kâfirler olduğu vb. bir çok ön yargı gelişmiştir. Bu propagandalar zamanla öyle bir noktaya varmıştır ki; Tahtacıların ana- bacı tanımadığı, mum söndü ortamları içerisinde ensest ilişkiler yaşadığı gibi bir çok ön yargı günümüze kadar uzanan bir söylence olarak kulaktan kulağa aktarıla gelmiş, böylece Sünniler ile Alevîler arasında güçlü bir soğukluk, çekingenlik ve mesafe girmiştir.
Sayfa 81 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
İslami algı içerisinde gelişen ve asırları aşarak günümüze kadar uzanan "çalgı çalmanın günah, çalanında günahkâr" olduğu düşüncesinin sonuçları günümüzde de tüm gerçekliği ve katılığı ile yaşanmakta, sanatçısını, dolaysıyla sanatını korumayı beceremeyip kaderiyle baş başa bırakan resmi devlet anlayışı ve sanata hor bakan cahil halk yığınları yüzünden binlerce yılın köklü birikimi ve birbirinden değerli kültür verileri günbegün eriyerek yok olup gitmekte, bin bir emekle bunları taşıyarak yaşamasına katkıda bulunan kültür-sanat emekçileri de artan olumsuz koşullar nedeniyle birer birer koparak bu alanı terk etmek zorunda kalmaktadırlar.
Sayfa 21 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
Reklam
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.