Çevresinde sürekli kadınların bulunduğu, baba modelinin olmadığı evlerde yetişen erkek çocuklarda kimlik sapması riski söz konusudur. Bu nedenle babanın olmadığı durumlarda baba yerine geçebilecek bir erkek model olması ve çocuğun bu modelle iyi ilişkiler kurması sağlanmalıdır.
Annenin değişik nedenlerle bilinçli ya da bilinçsizce çocuğunun karşı cins gibi giyinmesini, oynamasını ve oyuncak seçimini teşvik etmesi. Annenin doğacak çocuğun cinsiyeti ile ilgili beklentileri, kız çocuğu çok isteyip erkek çocuk olması, erkeğin saçının uzatılması, elbiseye benzer kıyafet giydirilmesi.
Çocuğun cinsel kimliğinin sağlıklı gelişebilmesi için çevresinde özdeşim yapabileceği aynı cinsten birinin olmaması; örneğin, babanın ölümü ya da evden uzak kalması durumlarında babanın yerine geçebilecek erkek modelinin olmaması, cinsel kimlik bozukluğuna yol açabilir.
Erkek çocuğun annesi ile ilişkisinin babayla olandan daha uyumlu ve yoğun olması nedeniyle annenin özdeşim modeli olarak algılanması.
Babanın aşırı ilgisizliği ya da çocukla iletişiminin ileri derecede bozuk olması.
Anneden ayrılma endişesi ve korkusu yaşayan çocuğun anne ile özdeşim yaşaması.
Annenin çökkün ruh hali ve erkeklere karşı düşmanca tavır sergilemesi.
"Günün birinde bir kızım olursa adını Morgane koyacağım, morg ve organı onda bir araya getirecek ve böylece ona hayatın ve ölümün soğukluğunu içinde barındıran bir isim vermiş olacağım."
"Kendini tamamlamak için daima birine ya da bir şeye duyulan ihtiyaç. Sanatın kaynaklarından biri ve tarihsel olarak sanata erkeklerin egemen olmasının nedenlerinden biri de budur. Sanat, erkeklerin kadının kendine yeterliliğini taklit etmeye en çok yaklaştıkları alandır."
"Feminizmin en rahatsız edici tepkilerinden biri, kendisinden hiçbir hayır gelmeyeceğini öğrettiği 'ataerkil toplum' a karşı o çok bilinen küçümsemesidir. Ama ne yapalım ki bir kadın olarak beni özgür kılan ataerkil toplumdur. Bu masada oturup, bu kitabı yazmak için gereken boş zamanı bana veren de kapitalizmdir. Erkekler hakkında dar görüşlülüğü bırakıp, onların saplantıları sayesinde ne hazineler kattığını rahatça takdir edelim."
"Adı 'geceye ait' anlamına gelen Lilith, Âdem’in ilk karısıdır. Harold Bloom, Lilith’in aslen cinsellikte üstünlük arayışındaki Bâbilli rüzgâr cini olduğunu söyler:
Erkeklerin Lilith adını verdikleri suret, kadın bedeninin güzelliği karşısında duyulan dehşetle şekillenmiştir; kendi bedenlerininkinden daha üstün olduğuna inandıkları bir güzellik.
Afrodit gibi, Kirke ve Lilith de güzeli yaratan çirkindir. Doğanın Medusagil acuzesi, sanatın salonunda onun maskesini takar."
"Yansıtma, eril bir lânettir: Kendini tamamlamak için daima birine ya da bir şeye duyulan ihtiyaç. Sanatın kaynaklarından biri ve tarihsel olarak sanata erkeklerin egemen olmasının nedenlerinden biri de budur. Sanat, erkeklerin kadının kendine yeterliliğini taklit etmeye en çok yaklaştıkları alandır."
"Kadın bedeni, erkeğin içinde yolunu şaşırdığı bir labirenttir. O, doğanın, içinde daemonik büyülerle uğraştığı, yüksek duvarlarla çevrilmiş bir bahçe, ortaçağın cennet bahçesidir (hortus conclusus-kapalı bahçe)."