d
Döküntülerim
1 üyeTakip
Doğa anaya savaş
İnsan içine doğduğu doğayı kontrol altına alıp yönetirken, şehirler inşa edip yeraltından uzaya kadar doğayı sömürürken, doğanın diğer evlatlarını bilinçsizce yok ederken doğa da insanın içine işlediği saldırganlık, dürtüsellik gibi duygu ve davranış örüntülerini kullanarak insanla savaşıyor. İnşa ettiği kentleri onun eliyle yok ediyor. Kirletilen atmosfere, siyanürlü derelere, GDO'lu besinlere karşı doğanın cevabı hastalıklar ve salgınlar oluyor. İki taraflı amansız bir mücadele ve kim kaybederse kaybetsin insanlık kaybediyor.
Düşüncenin en yüksek düzeyi popülasyonun sadece bir bireyi olarak, popülasyonun da çıkarlarını gözeterek düşünebilmektir. Popülasyon ne kadar genişse bunu düşünceye aktarmak da o kadar zorlaşır. Bir Fransız bir Hintliyi, bir Amerikan bir Arabı bir Türk bir Kürdü düşünmeden hareket ettiği sürece insanlık sürekli kendini yiyerek büyüyen bir kurtçuk olmaktan kurtulamaz. Bu kurtçuğun beynini ne zaman yiyeceği de kestirilemez.
Defo
Eğitim dışındaki bir alanda oluşabilecek bir bozunma veya giderilmemiş bir eksiklik eninde sonunda farkedilip telafi edilir fakat bu durum eğitim için pek de geçerli değildir çünkü sorunu tespit etmesini düşündüğümüz kitle eğitimin mahsulü olan kitledir. Artık herkes defoludur ve normal olmayan defolu olmayandır. Bu defo toplumu kendine uygun bir yönetimi de başa getirerek defolu bir yönetim altında her gelen nesil biraz daha defolu olacak şekilde üreten eğitim fabrikalarında defolu yiyeceklerle beslenen bir yığın aynı maskeyi takmış insan grubu oluşturur. Olur da bu grubun içine düşüncelerini de düşünen defosuz biri sızmışsa vay hâline.
Zihnin şemalarının üzerine dikildiği yapıların ne kadar sağlam ve güvenilir olduğunu test etmeden zihinde oluşturulmuş bir şemaya onu destekler yönde argümanlardan oluşan bir yapı iskelesi kurmak bataklıkta temeli olmadan bir ev inşa etmeye benzer.