Her gün güzel olmayabilir ama her günün içinde güzel bir şeyler vardır.
Colleen Ritzer
Okumaya doyamadım…
Canım öylesine rakı istiyordu ki… Efkarımdan mı? Değil elbet. Akşamcılığımdan deseniz, hiç değil. Sadece çayı, beyaz peyniri, kavunu, marul salatasını, bir tanıdığını görmeyi, arada bir ille de ister ya insan, canım öylesine rakı istiyordu…
Sayfa 137Kitabı okudu
J.J. Rousseau
Yazgımın beni dünyanın baş döndürücü seline fırlatıp atmasından beri, yüreğimi bir an olsun yatıştıracak bir şey bulamadım…
Sayfa 8 - Diyojen’in Çatlak Feneriyle YürüyüşlerKitabı okudu
Saygıyla eğiliyorum.
Atinalılar!
Ayrılığın vakti geldi. Ben ölmeye gidiyorum siz ise yaşamaya. Hangisinin daha iyi olduğunu tanrıdan başka kimse bilemez…
At sineği diyip geçme Atinalı! Atı yerinden oynattı mı sen ona bak
Hem büyük hem de cins bir at düşünün. İşte devlet, böyle büyüklüğünden olayı ağır ve dürtülmek isteyen bir ata benzer. Bense bu atı yerinden oynatmak için tanrının gönderdiği at sineğiyim. Her gün her yerde sizi kovalıyor, ikna ediyor ve peşinizi bırakmıyorum. Beni öldürürseniz yerime yenisini koyamazsınız!
O kadar da mütevazı :)
Yargıçlar Heyeti!
Kendimden çok sizi düşünüyorum.
Tanrının bir hediyesi olarak bana karşı bir günah işlememelisiniz.
Beni öldürürseniz, benim gibi bir başkasıyla karşılaşamayacaksınız!
Atinalılar!
Beni söylediklerimden dolayı öldürürseniz yalnızca kendinize zarar vereceksiniz. İyi bir adamın kötülerden zarar görmesinin kabul edilemez olduğunu düşünüyorum.
Birçok kez ölümle yüzleşsem bile, yolumdan asla dönmeyeceğim!
Şu adamı keşke görseydim ya :)
Para, erdemi getirmez. Ama erdem, hem bireysel hem de toplu olarak insanlar için parayı ve beraberinden her şeyi kazandırır. Ben bunları öğreterek gençleri yoldan çıkarıyorsam, sözlerimle zararlı olduğumu kabul ederim…
İyi insanlar! Gücü ve bilgeliğiyle dünyanın en büyük en ünlü şehrinde yaşayan Atinalılar!
Paraya, üne ve şerefe bu denli önem verirken ruhsal gelişime, bilgeliğe ve akla önem vermemeniz utanç verici değil mi?
Çünkü inandığından asla vazgeçmemeli insan!
Atinalılar!
Sizi saygıyla selamlıyorum ve sizi seviyorum.
Ben size değil tanrıya boyun eğerim.
Nefes aldığım sürece kesinlikle felsefeyle uğraşmaktan geri kalmayacağım.
Size ve karşılaştığım herkese öğütler vermeye devam edeceğim…
Öylesin zaten adamım
Bilmediği bir şeyi birinin bildiğini iddia etmesi, eleştirilmesi gereken bir cahillik değil midir? İşte bu noktada başkalarından farklıyım. Açıkça konuşmak gerekirse, onlardan daha bilge olduğumu iddia edebilirim.
Belki de bir gün biri şöyle diyecek:
-Sokrates, seni şu an ölüm riskiyle karşı karşıya getirecek bir hayatı takip etmekten utanmıyor musun?
-Dostum, bu söylediğin şey yanlış. İyi bir insan, hayatın ve ölümün risklerini göze almalıdır. Bir işi yaparken doğru mu, yanlış mı,iyi birinin davranışı mı yoksa kötü birinin mi diye düşünerek hareket etmelidir.
Atlara inanmayan ama seyislerin işlerine inanan biri var mı? Veya flüt diye bir çalgı yoktur ama flüt çalanlar olabilir diyen var mı? Bulamazsınız dostlarım, yoktur.
Ahh Sokrates, sen o kulaklara göre ağız değilsin dostum!
İnsanoğluna inanmayıp insanın yaptığı işlere inanan biri var mı bu dünyada?