Biz Türkler, garp milletlerinin hiçbirinden daha az zeki ve çalışkan değiliz. Bilakis, müşahedelerime (gözlemlerime) dayanarak söylüyorum ki, Türk ferdi dünyanın en zeki, ferâsetli (anlayışlı) ve çalışkan insanlarındandır. Bununla beraber, garb milletlerinden daha geriyiz. Çünkü zekâmızı metotlu ve rasyonel bir şekilde kullanmıyor, zaman ve kuvvet israf ediyoruz.
Sayfa 52 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Elverir ki, sen tuttuğun mesleğin adamı ol. Fakat, mesleğinin adamı olman için onu sevmen ve severek çalışman lazımdır. Çünkü, tekrar edeyim ki, muvaffak olmanın sırrı, işinde severek çalışmaktır. İnsan kendi seçmediği ve gönlünün çekmediği bir iş ve mesleği, zaman ile sever görünse de hakkıyla sevemez. Ve gönlü daima sevdiği meslekte kalır.
Sayfa 49 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Genç arkadaşım! Sana senden yakın kimse yoktur. Kendini kendin bil ve tanı; işini ve mesleğini kendine göre seç. Tâ ki o iş üzerinde severek çalışabilesin. İnsanın sevmediği ve içinin almadığı bir iş ve meslekte, şu veya bu sebeple çalışmaya mecbur olması kadar üzüntülü bir hayat tasavvur edemem. Böyle bir insan, işinin sahibi değil; esiri olarak çalışmaya ve yaşamaya mahkum demek tir. Çalışmanın bu türlüsü ise, tıpkı esir çalışması gibi, hem fert ve hem cemiyet için hakiki fayda ve randımandan mahrumdur. Ne mutlu o insana ki, serbestçe seçtiği meslekte severek çalışır.
Sayfa 47 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Allah duygusundan ve sevgisinden uzak bir terbiye yalnız fayda ve menfaat düşüncesine dayanır.
Sayfa 45 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Aile ile mektep, el ele vererek, itiyatlar üzerinde hassasiyetle durmaya ve bir taraftan, çocuklara, henüz çok müsait bir çağda iken, iyi ve temiz itiyatlar(alışkanlıklar) ve huylar kazandırmaya, diğer taraftan da onlan kötü itiyat ve huylara karşı korumaya mecburdur. Unutmamalıdır ki, terbiyenin bir rolü düşmüşü kurtarmak ise, diğer bir rolü de henüz düşmemişi korumaktır.
Sayfa 44 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
İyice düşün ve irâdene sahib ol; kötülük yolunun çamuruna basmamaya çalış; Ta ki sonra ayağını yıkamak zahmetine katlanmaya mecbur olmayasın.
Sayfa 43 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Fakat, dikkat edelim ki alışkanlık yolu ile teşekkül eden kötü huyların esareti, boyunduruk altındaki öküzlerin esaretinden daha ağırdır.
Sayfa 42 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Bazı huylarımız kâh bir nimet hazinesi ve kâh bir günah kutusu gibi atalarımızdan yuvarlanıp gelen bir mirastır. Birçok huylarımızın iyilerini atalarımıza ve ailemize borçlu olduğumuz gibi kötülerinin vebâli de (günahı) maalesef onların boynundadır.
Sayfa 39 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Gerçi gençlikte, hususiyle ilk çocukluk çağlarında, alınıp yerleşen huylar kökleşir ve ileride terbiye ve iråde kuvvetine karşı
bir mukavemet gösterir. Çünkü gençlik, bedeni olduğu kadar, ruhî teşekkül bakımından da hayatın en plastik devresidir. Ve gençlikte edinilen huylar, ileride ruhî bir tembellik ve ihmalcilik ile kaynaşarak, ekseriya mezara kadar yakamızı bırakmaz.
Sayfa 36 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Halkımızın telakkisine göre de terbiye tıpkı yemeğe katılan baharat gibidir. İnsana zâhirî(görünür) bir tatlılık verir.
Sayfa 35 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Çünkü kılık, kıyafet, üniforma, frak bedmayeliği (kötü mayalı oluşu) sadece gözlerden setreden (gizleyen) bir perdedir. Nezâkette ifrat (aşırılık) ise, ekseriya mayadaki kabalığı örtmek için bir maskedir.
Sayfa 34 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Terbiye görmüş kötü huylar tıpkı tepesi kurumuş, fakat kökü cilt altında kalıp müzminleşmiş çıbanlar gibidir. Patlayıp akmak için bir kaşıntı fırsatı bekler.
Sayfa 34 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Fakat demirin tabiatını değiştirip de onu altın yapamazsınız.
Sayfa 34 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Normal bir anneden çocuk sevgisi ve şefkati silinemez. Kedi fare tutmaktan vazgeçirilemez.
Sayfa 27 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Zincir Market Mi, Küçük Esnaf Mı?:))
Bilirsin ki, iç organlarımıza ait reflekslerin en şaheseri kalbimizdir. Çok işlek ve içerisi çok gürültülü olduğu muhakkak olan bu can evimizin gireninden, çıkanından haberimiz var mı?
Sayfa 24 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu