Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

f

Fazilet Takvimi

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kul, (din) kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allâhü Teâlâ da o kulunun yardımındadır.” (Sünen-i Ebû Dâvûd)
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Allâhü Teâlâ, rızâsına tâbi olan kimseleri o nur ile selâmet yollarına hidâyet eder. Ve onları, izni (irâde ve kudreti) ile zulmetlerden (karanlıklardan) nûra çıkarıverir ve onları dosdoğru bir yola hidâyet eder.” (Mâide Sûresi, âyet 16)
Reklam
BULUT, YILDIRIM VE ŞİMŞEKTEKİ HİKMETLER
Allâhü Teâlâ buyuruyor ki -meâlen-: O, (Hâlık-ı Azîm)’dir ki; size korku ve ümit için şimşeği gösterir ve (yağmur) yüklü bulutları yaratır. Ve gök gürlemesi, O’na hamd ile tesbîh eder, melekler de O’nun korkusundan tesbîhte bulunurlar. Ve yıldırımları gönderir, onları dilediğine hemen isabet ettirir.” (Ra‘d Sûresi, âyet 12 ve 13) Yeryüzünden
İbn-i Ömer radıyallâhü anhümâ’dan rivâyet olundu, o buyurdu ki: “Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), gıybet etmeyi ve gıybeti dinlemeyi yasakladı.” (Mecmau’z-Zevâid)
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Allâh’a ve Peygamberlerine iman edenler, sıddîklardır ve şehitlerdir. Rableri indinde onlara (sıddîk ve şehitlerin) ecirleri ve nurları vardır.” (Hadîd Sûresi, âyet 19)
TAKVÂ, SABIR VE TEVEKKÜLÜN NETİCESİ
Allâhü Teâlâ buyurmuştur ki (meâlen): “…Ve her kim de Allah’tan korkarsa, Allah, onun için (bulunduğu sıkıntıdan) bir çıkış yolu yaratır ve onu hiç hatırına gelmeyen bir yerden rızıklandırıverir. Ve her kim de Allâh’a tevekkül ederse artık O, ona (her işinde) kâfîdir...” (Talak Sûresi, âyet 2. ve 3) Bir kimse, fakirliğini ve ihtiyaçlarını
Reklam
Bir kimse nefsini düzeltse, hattâ cam gibi içi dışı bir olsa bile yine de insanlardan ona muhalefet eden çıkar. İmâm-ı Şâfi Haz.
NESÎBE BİNTİ KA‘B RADIYALLÂHÜ ANHÂ
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bi‘setinin (peygamber olarak gönderilmesinin) on üçüncü senesinde Medîne-i Münevvere halkından bir topluluk, Mekke’de Mina civarında bulunan Akabe mevkiinde Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ile buluştular. Resûl-i Zîşân Efendimizin (s.a.v.) mübarek elini tutarak, “Sizi hak peygamber olarak gönderen
İBRAHİM EN-NEHAÎ RAHİMEHULLÂH’IN SÖZLERİNDEN
Melekler, gündüz Kur’ân-ı Kerîm okuyan kimseye akşama kadar; gece Kur’ân-ı Kerîm okuyan kimseye de sabaha kadar dua ederler.” “Biz (Ashâb-ı Kirâm’a yetişmiş olan Tâbiîn âlimleri), bir cenaze gördüğümüz zaman veya bir kimsenin vefat ettiğini işittiğimiz zaman onun üzüntüsü günlerce üzerimizde görülürdü. Çünkü biz, vefat eden o kimsenin büyük bir hâl karşısında olduğunu bilir, cennetlik mi yoksa cehennemlik mi olacağını düşünürdük. Siz ise cenazede bile dünyalık işlerinizi konuşmaktasınız.” “Kim, sırf Allâhü Teâlâ’nın rızâsını gözeterek bir ilmi öğrenmek isterse, Allâhü Teâlâ mutlaka ona, o ilimden kâfî miktarını öğrenmeyi nasip eder.” Ebû Hamza el-A‘ver (rah.) şöyle anlattı: “Kûfe’de (Mutezile ve Mürcie gibi) bidat ehli kimselerin konuşmaları çoğalınca İbrahim en-Nehaî Hazretlerine geldim ve ‘Ey Ebû İmrân, Kûfe’de yayılan bidatleri görmüyor musunuz?’ dedim.” Bir âh çekti ve: ‘Bidat çıkaranlar yeni bir din çıkarmak istiyorlar. Bunların çıkardığı din, ne Allâhü Teâlâ’nın kitabı Kur’ân-ı Kerîm’de, ne de Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in sünnetinde var. Ortaya çıkardıkları bâtıl ve bozuk yola hak din, Ehl-i Sünnet yoluna ise bâtıl yol diyorlar. Muhakkak ki bunlar, Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in yolunu terk etmişlerdir. Onlar ile arkadaşlık etmeyiniz ve kendinizi onlardan koruyunuz.’ buyurdu.”
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İlmi öğreniniz ve onu insanlara öğretiniz.” (Sünen-i Dârimî)
268 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.