Anlatmana gerek yok,
Biliyorum, sensizim.
Önceden de sensizdim,
Şimdide senin en sensiz halindeyim.
Değişen bir şey yok.
Sana göre.
Ama sen bilemezsin ki senin bende ki sen halini.
Bunca sensizlik içinde benim ne çektiğimi.
Neler harcayıp,
Neler eskittiğimi.
Seni bir nazlı çiçek gibi nasıl kurutmadan,
Gözlerin misali yemyeşil yeşerttiğimi.
Bilemezsin işte sen,
Bende ki sen halini.
Ve ben bilirim,
Aslında bütün bunları bilmek istemediğini.
Olurda vuslat gelmez göremezsem seni,
Sarılamazsam sesine bir öğlen vakti,
Gün gelir ölürsem senden uzakta gelmeden haberi,
Aklın kalmasın bende,
Helaldir sana hakkımın her hali.
Sen varsın diye güzel bu şehir,
Nice kuş var saçlarına konan,
Sesini gökyüzü sanıyor.
Sen varsın diye çiçekler açıyor.
Her hikaye seninle başlıyor,
Dizinin dibinde seninle bitiyor.
Benim yurdumda her yol sana geliyor,
Her çıkmaz sokak bir şekilde ellerine çıkıyor.
Sana gelemiyorum. Ama senden de gidemiyorum. Öyle bir ikilem ki bu, kendime hesap veremiyorum.
Nasıl anlatsam bilmiyorum. İçimde sönmeyen yangınlara, dinmeyen yağmurlara sebepsin. Ben seninleyim, sen kimbilir nerdesin?
Dilim ne kadar sussa da, yüreğim hep sana susadı.
youtube.com/shorts/CgZIARMO...
Oysa benim baharlarım gecikmeliydi senden önce. Hep bir Eylül yanığı vardı solumda, içimde hep bir sonbahar kesiği.
Bir sabah uyandım ki yarımım.
Yoksun artık ve ben eksiğim,
Tutacak bir dalım kalmamış.
İçimde çöken bir yıldız,
Üstüme dökülen bulutlar.
Doğmayan bir güne kalkmışım
Sen yerinden kırılmış kalbim.
Uyuyamıyordum.
Uykusuzluğum özlemek gibi bir şiirden ibaretti.
Dizelerinde seni arıyordum,
Uyuyamıyordum...
Kalktım.
Bu gecede diken oldu yastık yüzüme.
Doğruldum.
Seni anlattığım o medcezir düştü gönlüme.
Ayaktayım.
Veryansın geceler, sinem ateş, içim virane.
Yoksun.
Soramıyorum sana nerdesin diye.
Anlatamıyorum yokluğunu kendime.
İkna olamıyorum.
Olmayışlarının bir yolu yordamı yok.
Tutunamıyorum hiç bir buluta,
Hiç bir rüzgar götüremiyor,
Gözlerimi alamadığım gözlerinden uzağa.
Bekledim.
Her köşe başında,
Her kaldırım taşında,
Her sokak lambası altında.
Onun izi olan her yerde bekledim.
Gelmeyişini izledim.
İç çekişlerim bana eşlik ederken,
Ben içime sığmayan bu hasreti
Puslu bir Kayseri Cuma'sında heybeme koydum
Ve bugün de sustum.
Sadece sustum...
Duymak istedim suskunluğumun sokak aralarında ki yankılarını.
Duymak istedim boşlukta onun sesinden kalan kırıntıları...
Şimdi çekilip bir kenara sayıklamakla meşgulüm adını.
Dün ne yaptıysam bugün de yapıyorum aynısını.
Bu gecenin hüznünü aldım yine koynuma,
Bir de sol elimde sana yaktığım sigara,
Olmayacak sabahın gelmesini bekliyorum.
Nasıl bir adamsın dediklerinde kendimi anlatmayı sevmedim hiç. Ama sen bil istiyorum.
Ben seni öylesine sevecek kadar ucuz bir adam olmadım hiç. Ya da öylesine bir sevdayı sana konduracak kadar sıradan.
Bir beyaz kalbe düştü gönlüm,
Bir pamuk bulut gökyüzümde,
Bir kelebek uçuverdi kozasından.
Bir yangın yandı içimde,
Yandım çok şükür...