Ebu Bekr'in arkasından Ömer geliyor. Onda da fârika, adalet ve celâdet... Dini, bütün nefsini vehimlerin üstünde ne sâf çizgileriyle kavrayan, ebedî kanunları en keskin celâdetle koruyan, nefsine en küçük kıpırdama hakkı vermeyen, halifeliğinde Dicle kenarında çobansız kalmış oğlağın hesabına kadar düşünen, muhtaçlara sırında zahire taşıyan, Kisrâların incili kürkünü ayakları altında çiğneyip yamalı gömlekle gezen, kendisini yaralayanın bir Müslüman olmadığını öğrenince Allah'a hamd eden, ruhunu teslim ederken de rahmete nâil olabilmek için yastığının çekilmesini ve başını kuru yere bırakılmasını isteyen Ömer... Allah'ın adaleti için öz oğlunu kırbaç altında eriten, gök kubbe çapında kurduğu adalet kubbesinde yankıları gök kubbe durdukça devam edecek olan Ömer...
Sayfa 471 - LXXIII, SAHABÎ, -Dört Sahabî-, BÜYÜK DOĞU Yayınları