Ümmetin Yıllardır Kanayan Yarası Mescid-i Aksa Çağrısı!
Bugün Kudüs toprakları komutan Selahaddin Eyyubi'yi (Allah ondan razı olsun) özlüyor.
Kudüs'ün gözleri, Nureddin Zengî ve İmâdu'd-dîn Zengî gibilerinin gelip gelmeyeceğini merak ediyor.
Kudüs yurdu, İslam ordusunun komutanı Ebu Ubeyde Bin Cerrah'ın (radiyallahu anh) at nallarının sesini bekliyor.
Mescid-i Aksa, emiri dizginleri tutarak yürürken kölesi devenin sırtına oturan adamı bekliyor.
Mescid-i Aksa'nın zeminindeki taşlar tek tek soruyor:
• Neredeler?
• Tekrar gelecekler mi?
• Mirasçılarım bu dünyada yaşamıyor mu?
• Yoksa bu insanların ruhları bizimle olan bağlarını mı kopardı?
Ve lisanı hali şöyle diyor:
"Ey Müslümanlar, ben ilk kıble olmakla şereflenen Mescid-i Aksa'yım! Evet! Abdullah İbni Muhammed'in (ﷺ) nakledildiği yerin ta kendisiyim!
Unuttunuz mu!?
O gece Miraç gecesiydi.
Ve o, Alemlerin Peygamberi idi.
Ey iman edenler!
Sevgili Peygamberinizin (ﷺ) Cebrail eşliğinde Burak'ı eyerleyip semavi âleme geçtiği o mübarek yer benim!
Ben, Müslümanların vicdanlarındaki en büyük soru işaretiyim! Ben, Mescid-i Aksa'yım!"