"Tektaş" kültürü kızlarımızın romantik bünyesine sinema yoluyla girdi. Hollywood filmlerinde oğlanın kızın önüne diz çökmesi, elindeki kırmızı kadife kaplı kutuyu açması ve içindeki yüzüğü göstererek "Benimle evlenir misin?" demesi bizimkilerin aklını uçurdu.
Birdenbire tav olmadılar bu olaya. Seyrede seyrede bağımlılık kazandılar.
Bir genç kız, ağına evleneceği erkeği düşürdükten sonra, yeni özel günler icat edip takvime işaretler.
Evlilik yıldönümü, nişanlılık yıldönümü, ilk buluşma yıldönümü, ilk bakışma yıldönümü. El ele tutuştuğumuz ilk gün.
Bunlar Facebook'ta ikamet ederler. Twitter aracılığı ile konuşurlar. Eğitimlerini Google'a kaydolarak tamamlarlar. Kendilerini Instagram üzerinden pazarlarlar. "Like" adı verilen sanal gıdayla beslenirler.
Bunların ortak dünyasında Evlilik Cüzdanı denen şeyin kıymet-i harbiyesi yoktur. Eğer kızın Facebook sayfasındaki "İlişki Durumu" sütununun karşılığında "Evli" notu düşülmemişse, o kızın sosyal medya çevresi sizi evli saymaz.
Evlilik yoluyla bir öküze bağlandıklarını fark eden kızlar, o yüzden sahte isimle bir Face sayfası daha açarlar. Buradan kocalarının adını vererek kendilerini öven yorumlar yollarlar ki diğer kızlar laf çıkarmasın.
Kocası parayla tanışan kadınların saçlarını sarıya boyatmasının sebebi de dünya gözüyle hiç görmedikleri "pavyon kadınları ile rekabet edebilmek içindi.
Türkiye doksanlı yıllara gelip de "marka" ile tanıştıktan sonra kızların evriminde önemli sıçramalar oldu.
Bir kısım okumuş genç kız, işsizliği örtbas etmek ve koca bulma arayışlarını gizliden sürdürebilmek için "master yapmaya” başladı.