Bazı günler hazinedir. Ne zaman hüzünlensem, ne zaman hayat üstüme gelse ve her şey adi ve ucuz görünse, sırf kendime hayatın her zaman acımasız bir oyun olmadığını hatırlatmak için de olsa, o güne dönerim. Bazen ödüller gerçektir, değerlidir.
''Bilhassa Kaptan Toussaint onu faydalı bulmuştu. Gömülü Kiliseyle iş yapmak hoşuna gitmezdi; Mum Işığı Cemiyeti gibi, onlar da bir avuç satanistti. Fakat Cemiyet üyeleri genelde centilmen localarında boş hikayeler anlatan adamlardan ibaretken, Kilise'nin müritleri hakiki bir kurumsal güce sahipti -insan çiftliklerinde gizli saklı giderleri yamyamca iştahları da cabası.''
Savaşlarla, acımasızlıkla ve anlamsız trajedilerle dolu, kırık dökük bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyaya ayak basan her insan, payına düşen mutsuzluğu ve uykusuz geceleri alıyor. Bunu henüz öğrenmeyenleriniz de öğrenecek.
İnsanlar ilk aşkın tatlı olduğuna inanırlar ve en tatlı anın da o ilk bağın kopması olduğunu düşünürler. Aptalın biri gidip kalbinin kırılmasına izin vermiştir. Yine de ilk kırılan o kalp, her zaman en acı veren, en zor şifa bulandır ve en görünür yara izini de o bırakır. Bunun neresi tatlı?