Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mistisizm ve Spritüalizm

Profil
Her bir çakranın yönettiği psikolojik alanlar vardır. Birinci çakranın belirgin duygusu korku, ikincinin suçluluk duygusu, üçün cü çakranınki utanç, dördüncünün keder, beşincinin içe kapanma hissi, altıncının yanılma hissi ve yedincinin de aşırı bağlılıktır.
Sayfa 14
Ruh-beden bütünselliği
İnsan vücudu dünyada benzersizdir.Tüm evren bu ilahi niyetle bir arada tutulan ve örülmüş kutsal geometrinin, enerji ve ses titreşimlerinin bir tezahürüdür.Ruhunuz bedeni canlandıran güçtür; duygu ve düşüncelerinizden etkilenen ve yönetilen interaktif bir ortaklıktır. Ruhunuz ve fiziksel bedeniniz net bir iletişim içinde olmadığında uyumsuzluk ortaya çıkar.
Reklam
Ve bizler hepimiz toprağa bağlı olduğumuz gibi, Yaradan'a bağlı olduğumuz gibi birbirimize de bağlıyız. Bu bağlardır bizi özgürleştiren...
Sayfa 34
Kıtlık kavramıyla büyütüldüysek,
yeni bir kıyafet alırken kılı kırk yararak düşünürüz, çok istediğimiz ama daha az maaşı olan bir iş teklifini kabul etmekten korkarız, işten bir günlüğüne izin aldığımızda huzursuz oluruz, keyfimizce para harcasak kendimizi savurganlıkla yargılayabiliriz ve sonraki günlerde acımasızca tasarruf ederek kendimizi kısıtlayabiliriz.
Sayfa 48
Enerji kanallarının (nadi) kesiştiği ana noktalarda, enerji bedenimizde birer enerji dönüştürücü olarak çalıştığı kabul edilen çakralar, kişiliğimizin farklı yönlerinden sorumlu birer anahtar göreve sahiptir.
Sayfa 17
Kök çakradan üst çakralara gecis
Yani ne kadar yaratıcıyız, hazlarımızla nasıl ilişki kuruyoruz (ikinci çakra), ne kadar verimli ve üretkeniz (üçüncü çakra). sevgi alışverişimiz nasıl (dördüncü çakra), kendimizi ifade edebiliyor muyuz (beşinci çakra), sezgilerimiz güçlü mü (altıncı çakra), bilgelik yolculuğumuz bize neler söylüyor (yedinci çakra)? Tüm bunlar kök çakramızın niteliğinden yani temelimizin nasıl olduğundan etkilenir.
Sayfa 29
Reklam
Netlik yasasi ve 3 anahtar..
Bizler, hayatta ilerleme gücüne ve becerisine sahibiz. Ve işin sırrı şudur ki istediğimizi elde etmek için önce karar vermeliyiz; hedefimizi belirlemeli, ne istediğimizi ve ne istemediğimizi çok net bir şekilde ortaya koymalıyız. Bu, hayallere ve hedeflere ulaşma yolunda birinci aşamadır. Birinci kilidin açılışıdır. Bundan sonra belirlediğiniz niyete/hedefe giden yolda adım atmak, yani harekete geçmek ikinci kilidi açar. Hedef belirleyip küçücük de olsa bir adım atmak, evrenin istekli olduğunuzu anlaması demektir. Ve sonra üçüncü kilidi açan teslimiyet gelir ki ilk iki aşamada üzerimize düşeni yaptıktan sonra teslimiyet ne güzel bir inanç ve üst bilinç halidir...
Sayfa 31
Simdi de kal mutlu ol!
...sırf güvende hissetmek için para kazanmaya çabalamak para enerjisini bloke eder. Hayata neşeyle sarılarak, bugünü ıskalamadan doya doya yaşayıp temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak ve geleceğimizin de sorumluluğunu alarak var olmalıyız. Dengeli kök çakra bize bunu sağlar.... Sevdiğim bir söz vardır: "Eğer depresyondaysanız geçmişte yaşıyorsunuzdur. Eğer endişeliyseniz gelecekte yaşıyorsunuzdur. Mutluysanız şu anda yaşıyorsunuzdur." Şimdide olmak, dengede bir kök çakra demektir. Şimdide hissedebilmenin koşulu da güvende olduğumuzu bilmektir ve artık bir çocuk değilsek bunu ancak biz inşa edebiliriz.
Sayfa 26
Teslimiyete Giden Yol
Bizler gökler ve yerin arasında, topraktan gücünü ve enerjisini, besinini, güvenini alan, gökyüzünde ve her yerde Allah'a teslim olarak huzur arayan varlıklarız. Kuran-ı Kerim Enbiya Suresi 16-17. ayetleri der ki: "Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık." Yüce Yaradan'ın bu evreni ve bu evrenin bir parçası olan bizleri, anlamsız ve boş yere yaratmadığı, kutsal kitabımızda da açıkça ifade edilir.
Sayfa 30
Düşünce dualitesine farklı bir bakış..
Işığa bağlanmak kadar önemli olan karanlıktan kaçmamak da aynı derecede önemlidir.Biz geliştikçe karanlık kaybolmaz; içimizdeki karanlığı fark etme konusunda daha becerikli hale geliyoruz ve bu karanlığı daha çok kabulleniyoruz, bu da onu bütünleştirmemize ve ona zarar verme gücü vermemize olanak tanıyor. Karanlığa direnmek onun gücünü artırır. Mesela kötü bir düşüncem var. Kötü düşüncelere sahip olmaktan hoşlanmıyorum çünkü bunlar kendime inandığım kişiye ters düşüyor. Eğer düşünceden kaçınırsam ya da o yokmuş gibi davranmaya çalışırsam (ki egom bunu yapmayı çok ister) ona enerji veririm. Daha sonra bilinçdışıma giriyor ve başkalarına yönelik projeksiyonları ve/veya kendim hakkındaki yargıları körüklüyor; motivasyonumu ve güvenimi zayıflatabilir veya depresyona neden olabilir. Bu düşünceyi fark edip kabul edersem, bunun insan deneyimimin bir parçası olduğunu fark edersem ve kendimi yine de sevebilirsem, o zaman düşüncenin olumsuz gücü azalır; esasen nötralize olur. Bu tür düşünceler ortadan kalkmayacak. Ve eğer onları yargılarsanız ya da suçlarını başkalarına yüklerseniz, onlara zararlı olma gücünü vermiş olursunuz. Bunun yerine, bu düşüncelerin insan deneyiminin bir parçası olduğunu ve gelmeye devam edeceğini anlarsanız, onları bulutlar gibi izleyebilir, onlara sevgi gönderebilir ve zarar vermemelerini isteyebilirsiniz. Bu onların hem bireysel hem de kolektif düzeyde bütünleşmelerini sağlar.
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.