Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
“Kültürel bütünlükler saf kültürel değil, politiktir”
Şarkiyatçı söylem eleştirisinde radikal bir kültür kuramının nüveleri potansiyel olarak bulunmaktadır. Bu kuram, içinde yaşadığımız, sorgulamadan devralabildiğimiz kültürel bütünlüklerin aslında çağdaş bir söylem olarak şarkiyatçılık tarafından üretildiğini ve inşa edildiğini söyler.
Sayfa 468Kitabı okudu
“Kültürel bütünlükler saf kültürel değil, politiktir”
Şarkiyatçılık, bir düşünce üslubu veya biçemi olarak dünyayı epistemolojik ve ontolojik olarak birbiriyle uzlaşmaz iki kategoriye böler. "Doğu Doğu'dur, Batı da Batı." Bunlar epistemolojik ve ontolojik olarak, radikal bir biçimde ayrışan iki bütünlüktür; daha doğrusu, şarkiyatçı söylem tarafından farklı bütünlükler olarak inşa edilirler.
Sayfa 467Kitabı okudu
Reklam
Türkiye ' deki durum Said' in eleştirel potansiyeline sahip değil
“Doğu Doğu’dur, Batı da Batı”, “biz Doğulular mekanik ve rasyonel Batı'ya karşı..." dediğimiz andan itibaren şarkiyatçı söylemin alanındayızdır, bunu ifade eden kişinin “Doğulu" olup olmaması önemli değildir son kertede, çünkü söylemin niyetlerden bağımsız bir yanı vardır ve ideolojiden farklı olarak merkezi olmayan bir ağ gibi işler.
Sayfa 467Kitabı okudu
Oryantalizm eleştirisinin Türkiye macerası -Said'i kaçırmak
Necip Fazıl'ın Büyük Doğu'sunda olduğu gibi, kültürel olarak ayrı bir ontolojik gerçeklik kabul edilen ‘Şark'ın varlığı onaylanmış ve oryantalizm karşı cepheden tasdik edilmiştir (Mollaer, 2016: 143). Bu bağlamda Doğu-Batı ayrımı doğaldır ve Batı'ya karşı önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerin en önemlisi daha çok bilgiye sahip olmaktır, çünkü daha çok bilmek oryantalist çarpıtmaların önüne geçmek için en önemli girişimdir. Böylece 'kültürümüz' yeniden ortaya çıkacak ve bizi aydınlatacaktır. Oryantalistlerin özünde ise Hıristiyanlık, ateizm, modernite, komünizm vs. adı ne olursa olsun kötülük vardır. Bu nedenle oryantalistler gibi çalışmak yeterlidir. Bu sığlıkta, Said duyulsa dahi, yalnızca iktidar için bilginin iyeliğinin değişmesi arzulanmaktadır.
Sayfa 448Kitabı okudu
224 syf.
·
Puan vermedi
Oryantalistlerin Sevdiği Bir Kitap
İnsan Irklarının Eşitsizliği kitabında Gobineau gibi ırkçı insanların bu kitaptan etkilenip oryantalist olmayı çok istediğini okumuştum. O yüzden merak edip bu kitabı okudum. Bu kitap aslında tam olarak doğu tarzını ele almıyor fakat doğu toplumlarının klasik masallarından biri olarak kabul edildiği için oryantalistler bu masalların doğu kültürünü yansıttığını düşünüyor. Kitapta genel olarak da büyü yapma, ensest ilişki, katletme, zorbalık, hasetlik gibi medeniyetten uzak konular olduğundan dolayı bu kitabın var olması kendilerinin her daim haklı olduğunu ispatlamak için kırk takla atan oryantalistlerin işine gelmiş gibi görünüyor. Bu sayede bu kültüre dair istedikleri yargıları da ürettiler zaten. Doğu kültürü, haliyle bir masalla ifade edilemeyecek kadar karmaşık bir kültürdür ve hiçbir kültürün de bu kadar sığlaştırılmaması gerekir.
Binbir Gece Masalları
Binbir Gece MasallarıAnonim · Beyan Yayınları · 20093,309 okunma
Oblomov'un... Acem işi bir hırkası vardı; bu hırka her bakımdan Doğulu, hiçbir bakımdan da Avrupalı değildi: Ne püskülü ne kadifesi, ne beli vardı; o kadar da genişti ki Oblomov'u iki defa sarabilirdi. Tam Asya biçimi kolları, bileklerinden omuzlarına doğru genişliyordu... Oblomov için bu hırkanın paha biçilmez sayısız değeri vardı; yumuşaktı, uysaldı, vücut onu hiç duymuyordu, efendisinin en küçük hareketine uysal bir köle gibi boyun eğiyordu (Gonçarov, 2016: 6). Şarkiyatçılık, büyük coğrafi iddiaları olan bir alandır (Said, 2017a: 60).
Sayfa 361Kitabı okudu
Reklam
Madun çalışmaları
Madun Çalışmaları'nın Hindistan sınırlarını aşarak küresel ölçekte bir teori boyutu kazanması hiç kuşkusuz onun mevcut bilgi anlayışına karşı geliştirmiş olduğu alternatif bakış açısında yatmaktadır. İçinde yaşadığımız ya da her alanda bize aktarılan tarihsel anlatıların bizim gerçek hikâyemiz mi olduğu yoksa geçmişin yalnızca küçük bir bölümünde yer alan elit azınlığın biyografisinden mi ibaret olduğu sorusu, tüm halklarca sorulması gereken bir soru haline gelmiştir. Bu nedenle Edward Said, Madun Çalışmaları’nın Batılı okurlar için öneminden bahsederken bunun altını çizmiştir. Ona göre topluluğun çalışmaları Batılı okur için Hindistan ile sınırlı olmayan, daha genel ilkeleri ortaya koyan bir öneme sahiptir
Sayfa 340Kitabı okudu
Said'in, Doğu'nun ya da Batı’nın mistik, ilkel ya da seküler olmayan hakikatini ortaya koymasına ihtiyaç yok. Şarkiyatçılık'ın sorunu, bu kolonize edilen monolojik söylemin "Doğu'ya" kendi adına konuşabileceği bir alanı vermemesiydi. Buna verilecek yanıt otantiklik ya da kimlik politikaları değil, seküler temsil, kontrapuntal temsil. Said'in mirasını harekete geçiren şey, onun, eski sömürgeci ile eski sömürülen arasındaki asimetri yaklaşımına karşı “paylaşılan fakat farklı tecrübeler" gerçekliğinde ısrarı ve asimetriye karşı kontrapuntal çalışma çağrısında bulunmasıdır.
Sayfa 275Kitabı okudu
Türk oryantalizmi
"Türk demek, Batılı Türk demek" olduğuna göre, sadece Batı'yla uyumlu olan veya uyumlu olduğu farz edilen unsurlar Türk olmaya layık demektir. Olmayanlarsa zaman zaman bir utanç kaynağı olarak görülür. Bu açıdan, Fazıl Say'ın arabeskten utanması, bir Türk olarak onu kendi toplumuna yakıştıramamasının bir ifadesidir. Milli gururu onarmanın yolu, “Batılı gözler altında" bizi utandırmayacak bir Türkiye yaratmaktır.
Sayfa 131Kitabı okudu
Türk oryantalizmi
Cumhuriyet modernleşmesinde milli kimlik kurgusundan ihraç edilmesi planlanan “Şarklı” unsurların gönderildiği yer çoğunlukla Osmanlı geçmişidir, zaman zaman üstü örtülü biçimde İşlam’dır, ama her zaman Arap dünyasıdır. Çünkü aynı anda Batılı ve Türklü olma formülünü hayata geçirmenin yolu, Türklüğün istenmeyen özelliklerinin yansıtılacağı bir üçüncü ayna bulmaktır. Bu üçüncü ayna hem Batılılığın hem de Türklüğün antitezi olarak tanımlanmalıdır ki, ona bakarak, kendimizi onun tam zıddında, hem Batılı hem Türk olarak hayal edebilelim.
Sayfa 129Kitabı okudu
30 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.