Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Kim sabahladığı zaman on kere ve akşamladığı zaman on kere bana salât getirirse, kıyâmet günü şefaatim ona ulaşır. On kere: اللَّهُمَّ صَلِّ وَ سَلِّمْ عَلَى نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ Allahım! Nebimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle. [1]
Günde yüz kere: أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَ أَتُوبُ إِلَيْهِ Allah'tan mağfiret diler ve O'na tevbe ederim. [1]
Reklam
Sabahlayınca: اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً، وَرِزْقاً طَيِّباً، وَعَمَلاً مُتَقَبَّلاً Allahım! Senden, faydalı bir ilim, helal bir rızık ve kabul olunan bir amel dilerim. [1]
Sabahlayınca üç kere: سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ: عَدَدَ خَلْقِهِ وَرِضَا نَفْسِهِ وَزِنَةَ عَرْشِهِ وَمِدَادَ كَلِمَاتِهِ Yarattıklarının sayısınca, kendisinin râzı olacağı kadar, arşının ağırlığı ve kelimelerinin çokluğunca hamd ederek Allah'ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. [1]
Bunu günde yüz kere söyleyen,on köle azad etmiş kadar sevap alır. Bununla ona yüz hasene yazılarak ondan yüz günah silinir. Akşamlayıncaya kadar o gün şeytandan korunur. Bundan daha çok amel işleyen bir kimseden başka hiç kimse onun getirdiğinden daha faziletlisini getiremez. Sabahlayınca yüz kere: لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ Allah'tan başka hak ilah yoktur. O, birdir ve ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd da O'nadır. O, her şeye gücü yetendir. [1]
Bunu günde on kere söyleyen, İsmâil -aleyhisselâm-'ın soyundan dört kişiyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır. [1] On kere [2] söylenir, tembellik gösterilirse, bir defa [3] söylenir: لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ Allah'tan başka hak ilah yoktur. O, birdir ve ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd da O'nadır. O, her şeye gücü yetendir.
Reklam
Sabahladığı veya akşamladığı zaman yüz kere bunu söyleyen kimse, başkası da onun kadar veya daha çok söylemedikçe; kıyâmet gününe onun getirdiğinden daha faziletli bir amel getiremez. Yüz kere: سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ Allah'a hamd ederek O'nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim. [1]
Sabah şöyle söylenir: أَصْبَحْنَا عَلَى فِطْرَةِ اْلإِسْلاَمِ، وَعَلَى كَلِمَةِ اْلإِخْلاَصِ، وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ، حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ İslâm fıtratı (hak dîni), ihlas kelimesi (kelime-i şehâdet) ve Nebîmiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dini üzere; hanif ve müslüman olan, müşriklerden olmayan babamız İbrahim'in milleti üzere sabahladık. [1]
Sabah şöyle söylenir: أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ هَذَا الْيَوْمِ : فَتْحَهُ، وَنَصْرَهُ، وَنُورَهُ، وَبَرَكَتَهُ، وَهُدَاهُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِيهِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah'a devamlı âit bir halde sabahladık. Allahım! Senden bu günün iyiliğini, fethini, zaferini, (ilim ve amelde muvaffak olmak sûretiyle) nûrunu, (kolay helal rızık kazanmak sûretiyle) bere-ketini ve hidâyetini dilerim. Onda ve sonrasındaki şerden de sana sığınırım. [1]
يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ أَصْلِحْ لِي شَأْنِي كُلَّهُ وَلاَ تَكِلْنِي إِلَى نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ Ya Hayy, Ya Kayyûm! Senin rahmetinle yardım dilerim. Bütün işlerimi düzelt ve göz açıp kapayınca kadar -bile olsa- beni nefsime bırakma. [1]
Reklam
Bunu sabah ve akşam üç kere söyleyeni razı etmesi, kıyamet günü Allah üzerine hak olur. Üç kere: رَضِيتُ بِاللهِ رَبًّا، وَبِاْلإِسْلاَمِ دِينًا، وَبِمُحَمَّدٍ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) نَبِيًّا Rab olarak Allah'tan, dîn olarak İslam'dan, nebi olarak Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'den râzı oldum. [1]
Sabah ve akşam üç kere söyleyene hiçbir şey zarar veremez. Üç kere: بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي اْلأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ İsmiyle yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah'ın adıyla (sığınırım). O, hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla bilendir. [1]
اللَّهُمَّ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَاطِرَ السَّمَوَاتِ وَاْلأَرْضِ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْسِي وَمِنْ شَرِّ الشَّيْطَانِ وَشِرْكِهِ، وَأَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءًا، أَوْ أَجُرَّهُ إِلَى مُسْلِمٍ Gizli ve âşikarı bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı Allahım! Her şeyin Rabbi ve Sahibi! Senden başka hak ilah olmadığına şehâdet ederim. Nefsimin şerrinden Sana sığınırım. Şeytan ve şirkinin şerrinden, nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir müslümana götürmekten Sana sığınırım. [1]
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَاْلآخِرَةِ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ: فِي دِينِي، وَدُنْيَايَ وَأَهْلِي، وَمَالِي، اللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِي، وَآمِنْ رَوْعَاتِي، اللَّهُمَّ احْفَظْنِي مِنْ بَيْنِ يَدَيَّ، وَمِنْ خَلْفِي، وَعَنْ يَمِينِي، وَعَنْ شِمَالِي، وَمِنْ فَوْقِي، وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتِي Allahım! Dünya ve âhirette senden af ve âfiyet dilerim. Allahım! Dinim, dünyam, âilem ve malım hakkında senden af ve âfiyet dilerim. Allahım! Ayıplarımı gizle ve beni korkularımdan emin kıl. Allahım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belâlara karşı) koru. Altımdan yere batırılarak helak edilmekten senin azametine sığınırım. [1]
Kim bunu sabahladığı ve akşamladığı zaman yedi kere söylerse, onu üzen dünya ve âhiret işlerine Allah kâfidir. Yedi kere: حَسْبِيَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ Allah bana yeter. O'ndan başka hak ilah yoktur. Ben, yalnızca O'na tevekkül ettim. O, yüce arşın Rabbidir. [1]
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.