Bir başkasının sorumluluklarını üstleniyor ve bundan dolayı güceniyorsanız, duygularınızın sorumluluğunu üzerinize almalı ve mutsuzluğunuzun sebebini birlikte çalıştığınız kişinin hatası değil, kendi hatanız olduğunu anlamalısınız.
Başkalarının sınırlarına ne kadar direnir ve nefret edersek, başkalarına o kadar bağımlı oluruz.
Kendimizle ilgilenmek yerine, başkalarının bizimle ilgilenmesini bekleriz.
Çocukların yaşamlarında kontrol etme ve seçim yapma şansına sahip olduklarını hissetmeye ihtiyaçları vardır.Kendilerini anne babalarına bağımlı, yardımlarına muhtaç kişiler olarak değil, kendi hayatlarıyla ilgili seçimlerde bulunabilen, talep eden ve bir şeyler yapabilen kişiler olarak görmek isterler.
Sınırları koruyabilmek ruh sağlığı için vazgeçilmez önemdedir, vaktinden evvel hayatın ağır yüklerini omuzlamayalım ki sonra o yüklerin altında ezilmeyelim.
Ender rastlanan o kimseye bağlı olmama, her şeyden vazgeçme, çevredeki dünyayla bütün ilişkilerini kesme, tamamen bağımsız olma ve bağımsızlığının hakkını vererek yaşama; bir erkeğe, evliliğe, ya da aşka bağlanmadan özgür olma; tüm kural ve yasaların sınırlandırılmasından kopma hazzını yaşıyordu bu kadın.
Sınırların "nefes alınabilir" olmaları, kapıları bulunan çitler gibi iyiyi içeri alabilecek ve kötüyü dışarı çıkarabilecek şekilde olmaları gerekir. Sınırlar yerine duvarlara sahip olan bireyler ne iyiyi ne kötüyü içeri alabilirler. Onlara kimse dokunamaz.
Kişisel sınırlarımız kapıları olacak şekilde tasarlanmıştır. Güvenilir ilişkilerin tadını çıkarma ve yıkısı ilişkilerden uzak durma özgürlüğüne sahip olmamız gerekir.