Bir başka internet balonunun daha içinde olalım yada olmayalım fark etmez, hepimiz sosyal medyanın internet ve akıllı telefon kullanımına hükmettiğini kabul edebiliriz. Teklifsiz diyaloglar, sürekli yüklemeler ve kullanıcıların ürettiği içerikleri patlamasıyla tetiklenen uygulamaların ve kullanıcılar arası web tabanlı hizmetlerin ortaya çıkışı, "katılımcı kültürün" yükselişini hızlandırdı. Bilgi çağına bir avuç sosyal medya platformu hükmediyor.
Bilgi de uyuşturucu da elinizdeyken size mutluluk vermez, ama elinizde yoksa sizi perişan eder.
Michel Serres
Twitter, yeminlerin, dileklerin, fermanların, dilekçelerin davaların, savunmaların, kanunların, şikayetlerin, kindarlıkların devasa bir karmaşasıdır.
James Gleick
İnsanın kişisel çevresinin miktarını "otomatik olarak ölçmek" hiçbir zaman bu kadar kolay olmamıştı. Twitter'da blog istatistiklerimizi, tweet sayımızı, takip ettiklerimizi ve takipçilerimizi izleyebilir, Facebook'ta arkadaşlarımızın arkadaşlarına bakabilir veya eBay'e girerek gerçek arkadaşlarımızdan daha güvenilir biçimde en son güncellediğimiz resimlerimizi "beğenecek" yüzlerce "arkadaş" satın alabilir ve son kıyafetimiz hakkında bir dedikodu başlatabiliriz.
Facebook, Google ve onların klonlarından ibaret yazılım kafesleri içinde hapsolmuş kullanıcılar, toplumsal yaşamlarını bilgi "paylaşımına" indirgemeye teşvik ediliyor. Kendini medyalaştıran vatandaş, kendi varlık durumunu sürekli olarak özelliksiz, hissiz "arkadaş" grubuna yayınlıyor.
Her muhtemel olay, fikir veya ürün hakkında kişisel görüşlerimiz vardır ve bunlar aynı zamanda veri tabanları ve arama motorları için de ilgi çekicidir. İnsanlar, artık hiç teşvike ihtiyaç duymaksızın kendi insiyatifiyle ürünler hakkında konuşuyor. Twitter, "neler oluyor" diye sorduğu zaman yaşamın kodlanmamış tüm spektrumunu yakalıyor.
Facebook çağında, insanların doğrudan katılımı olmadan, ayrıntılı bir şekilde kodlanan veri madenciliği aracılığıyla anketler, tercihlerimizi sürekli olarak kaydediyor. Bu algoritmik hesaplamalar arkaplanda çalışıyor ve tek tıklardan, anahtar kelimelere kadar ve hatta klavye dokunuşlarına kadar her şeyin kaydını tutuyor.
Sosyal medya insanları sonsuz bir şekilde konuşturmak için zekice tasarlanmış bir aldatmaca olageldi. Bu yüzden sosyal medyanın bağımlılık yapan yönü inkar edilemez. Hepimiz yeniden doğduk. Ortak fikirlerin açıklığı ve özel bilgilerimizin her gün alçakça kullanımı şimdi yazılıma sıkıca işlenmiştir ve nasıl çıkacağını bilmeyen milyarlarca kullanıcıyı meşgul etmektedir. O halde kimse farketmeden sosyalden çıkmanın yolu var mı?
Sosyal medyadaki "sosyal" kavramı bizden, kişisel geçmişimizi, yeniden barıştığımız ve çok azda olsa katılabilmek adına üstesinden geldiğimiz bir şey olarak deneyimlememizi istiyor.
Gündelik hayatla meşgul olan yeni akımın cahil kullanıcıları pürüzsüz dünyaya girmek için uygulamarı kurdu, giriş yaptı, hesap oluşturdu, şartları ve koşulları kabul etti. Psikolojik rahatlılıklar rejimine, kaydırma, tıklama ve beğenmenin dayanılmaz hafifliğine hoş geldiniz.