Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yunus Emre Yıldırım

Yunus Emre Yıldırım
@marketorous
Fere libenter homines id quod volunt credunt
Bilişim Sistemleri
Lisansüstü
31 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
344 syf.
·
Puan vermedi
·
79 günde okudu
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin
8.3/10 · 12,4bin okunma
Reklam
Bir toplumu uyuşukluğundan çıkarıp silkeleyen o şey, o topluma sokulan yabancı modalar, yabancı tavırlar, yabancı düşünce ve hareket tarzları değildir. Yabancı etki genellikle, ya o toplumda daha önceden bulunmayan bir okumuş azınlığı yaratmak yada belagat sahibi mevcut azınlığı hakim yönetimden yabancılaştırmak yoluyla gerçekleşir.
Şartlar olgunlaşmadığı sürece, potansiyel bir lider ne kadar yeteneği olursa olsun ve kutsal davası ne kadar kuvvetli olursa olsun, peşinden kimseyi sürükleyemez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neysek o olmak bizi ne kadar az tatmin ederse, başkaları gibi olma arzumuz o kadar güçlü olur. Bu nedenle, yaklaşık olarak bize benzeyen kişilerden ziyade bizden çok farklı olan kişileri, hayran olduğumuz kişilerdense, hor gördüğümüz kişileri taklit etmeyi daha kolayca benimseriz.
Zulme uğrayan kişilerin hemen hemen her zaman, kendilerini zalimlerin suretinde şekillendirdiklerini görmek hayret vericidir. Kötü insanların kötü insanları yaratması kısmen şu gerçeğe dayanmaktadır: Kötüden nefret etmek için gerekçesi olan kişiler kendilerini o kötüye benzetirler ve böylece kötülük devam eder
Reklam
Genellikle bir şeyi sevdiğimizde o şeyi bizimle beraber sevecek müttefikler aramayız. Sevdiğimiz şeyi sevenleri rakip ve saldırgan olarak görürüz. Fakat bir şeyden nefret ettiğimizde hep müttefikler ararız.
Hitler, Yahudileri şeytan olarak seçtiğinde, Almanya'nın dışındaki bütün ülkeleri Yahudilerin ve onlara hizmet edenlerin istilasına uğramış olarak göstermişti: "İngiltere'nin ve Fransa'nın arkasında İsrail var"
Birleştirici etkenlerin en kolay bulunanı ve en geniş kapsamlısı nefrettir. Nefret, bir insanı kendi benliğinden koparıp ayırır, ona gönencini ve geleceğini unutturur, onu kıskançlıklardan ve yalnızca kendini düşünmekten kurtarır.
Bir inancı mümkün kılmanın ne denli inançsızlık gerektirdiğini görmek dehşet vericidir. Körü körüne iman diye bildiğimiz şey, çok sayıda inançsızlıkla ayakta tutulur
Umutsuz kalan kişiler arasındaki beraberlik bağları kopar ve bu kişiler kendi kişisel çıkarları peşine düşerler. Umudun olmadığı koşullarda yaşanan ortak ıstırap, kişilerde beraberlik ve karşılıklı cömertlik yaratmaz.
Reklam
Tuhaftır ki, gerek haksızlık yapan gerekse haksızlığa uğrayan kişi, bir kitle hareketine katılmakla kendisini lekeli bir hayattan kurtulmuş gibi hisseder. Gerek pişmanlığın gerekse haksızlığa uğramışlık duygusunun insanları aynı yönde güdülediği görülmektedir.
Fransız Devrimi, Katolik Kilisesi'nin gaddar tiranlığına ve eski rejime yönelik bir tepki olarak değil, bunların zaaf ve yetersizliklerine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Totaliter yönetim altındaki bir toplumda halkın isyan etmesi mevcut rejimin kötü olduğu değil, zayıf olduğu içindir.
Bir çok şeye sahip olduğumuz halde daha fazlasını istediğimiz zamanki hüsranımız, hiç bir şeye sahip olmayıp bazı şeyleri istediğimiz zamanki hüsranımızdan daha büyüktür. Bir çok şeyin yokluğunu çektiğimiz zamandaki hoşnutsuzluk, sadece tek bir şeyin yokluğunu çeker gibi olduğumuz zaman ki hoşnutsuzluğumuzdan daha azdır.
Güneşin doğuşundan batışına dek sırf kendilerini hayatta tutacak şeyleri sağlamak için didinen insanlar şikayet edip durmazlar ve hayal kurmazlar.
Uğrunda canımızı vermeye hazır olmadığımız bir amaç yoksa uğrundan yaşamaya değer bir şeye sahip olduğumuzdan emin olamayız.
242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.