Bir gerçek var ki, tekrarlanmalıdır: Tek tek Müslümanların mevcut olması olayıyla İslâm'ın kamu düzeni olarak uygulanması arasında bir mahiyet farkı olduğunu bilmek ve bu iki durumu birbirine karşıtırmamak gerekiyor. Anayasalarına "bu devlet İslâmîdir" diye hüküm koyan ülkelerin bile aslında İslâm devleti olmadığını bilmemiz gerekiyor. İslâmî devlet uygulamasının yüzdesi yoktur, yani yüzde on, yüzde elli, yüzde doksandokuz oranında bir İslâm düzeni düşünülemez. Böyle bir devlet, Anayasasına "devlet İslâmîdir" diye hüküm koysa bile, İslâm-dışı kurumlara göz yuman, böyle kurumların işlemesini kanunen tecviz eden bir ülkede İslâmî uygulamanın sözü edilemez. Çünkü İslâm düzeni, kendine özgü uygulamasının kendi sistemi içinde başka bir yabancı unsurun bulunmasını kabul etmez. Yani o ya vardır, ya yoktur. Yüzde şu kadar İslâmîdir denemez, bunu demek örtülü olarak onun yokluğunu söylemek anlamına gelir.