Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Bir gerçek var ki, tekrarlanmalıdır: Tek tek Müslümanların mevcut olması olayıyla İslâm'ın kamu düzeni olarak uygulanması arasında bir mahiyet farkı olduğunu bilmek ve bu iki durumu birbirine karşıtırmamak gerekiyor. Anayasalarına "bu devlet İslâmîdir" diye hüküm koyan ülkelerin bile aslında İslâm devleti olmadığını bilmemiz gerekiyor. İslâmî devlet uygulamasının yüzdesi yoktur, yani yüzde on, yüzde elli, yüzde doksandokuz oranında bir İslâm düzeni düşünülemez. Böyle bir devlet, Anayasasına "devlet İslâmîdir" diye hüküm koysa bile, İslâm-dışı kurumlara göz yuman, böyle kurumların işlemesini kanunen tecviz eden bir ülkede İslâmî uygulamanın sözü edilemez. Çünkü İslâm düzeni, kendine özgü uygulamasının kendi sistemi içinde başka bir yabancı unsurun bulunmasını kabul etmez. Yani o ya vardır, ya yoktur. Yüzde şu kadar İslâmîdir denemez, bunu demek örtülü olarak onun yokluğunu söylemek anlamına gelir.
Reklam
*Ey İslam'ın kız!*
Sen yürüdüğün zaman islam gelmeli akla, Sen iffet âbidesi olmalısın. Gözlerinin içine doya doya ancak helalin bakabilmeli... Sen ey islâm'ın kızı! Tesettür senin kalendir, Erkekle arandaki mühürdür, Ancak helalin açabilir o mührü... Aldırma insanların pis bakışlarına, Sen okadar değerlisin ki Mümin kızı! Allah başının üzerine ayet, Ayaklarının altına cenneti koymuş. Sen okadar değerlisin ki islâm'ın kız! Seni ulaşılmaz kılan bir dinin, Seni çok seven bir yaratıcın, Ve sana değer veren bir peygamber'in var... *SEN DEĞERLİSİN İSLÂM'IN KIZI*
Kureyş müşrikleri İslâm'ın ilk üç yılında yani İslâm'ın gizliden gizliye yayıldığı ve Allah'ın bir ve tek olduğunun ilân edildiği yıllarda fazlaca bir tepki göstermemişlerdi. Çünkü İslâmın vahyinden önce de Mekke'de tek Allah'a inananlar (hanifler) bulunmakta ve bunlar Hz. İbrahim'den kalma tevhid inancını devam