Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Yerel Yönetimlerde Adayımız
MiyavPar partisinden Belediye Başkanı Adayımız Mırnav Patioğlu halkla buluştu. Gıdısından tek lokma haram yaş mama geçmemiş, patisi yolsuzluğa bulaşmamış, kuyruğunu dış mihraklara sallamamış hem yerli hem milli hem de tüylü aday: "Mırnav Patioğlu" 👏👏👏
Öğrencilik hayatımın son ovariohisterektomi ameliyatıdır. Kayıtlara geçsin.
Reklam
Günlük -9-
Bugünlerde yaşamımın arkaplanında Joep Beving - Solution çalıyor. Yalnızlık, tenhalık demekmiş. Önceleri Gürciyev müptelası olduğumda Tanrıma "hayatımın bir döneminde bile bunları dinleyebileceğim bir yalnızlığı benden eksik etme!" diye dua etmiştim. Bu duayı yinelemekten korkuyorum çünkü şimdi değilse de uzak bir gelecekte cesedim
Günlük -8-
Caner Taslaman ile Ali Nesin'in tartışmasını izledim. Taslaman'ın hiçbir kitabını okumadım. Sadece bu videodan yola çıkarak konuşacağım. Yanılıyorsam kitaplarını okuyunca yanıldım derim. Taslaman tartışmaya doğrudan kusursuz tasarım savıyla başladı. Dersine iyi çalışmış bir nurcu gibiydi. Yeni olan hiçbir şey söylemiyor diyebilirim.
Günlük -4-
Yaş, kâfir takvimine göre 25 olmuş, Dante'den bağımsız, yolun yarısı eder. Nedense ortalama insan ömrü kadar yaşayacağımı düşünmüyorum. Yaşamayı düşündüğüm her an, Onur Ünlü'nün o saçma sapan şiirlerinden birinin bir mısrası havsalamı yoklayıp duruyor, mealen aktarıyorum: Ben bu dünyadan bir kerede şerefimle geçeceğim diyor. Bir kerede
Günlük -3-
Sela okundu. Ben burada yaşarken dört kadar imam teselsül etti. Şimdiki, hepsinden az daha bilgili olmakla beraber, hepsi de vasat bir "diyanet personeli" eğitiminden geçmiş kişilerdi. Ezanları tat vermez, ama ezandır ya, hürmeten dinleyip mukabele edersiniz. Selalarına gelince, hemen hemen hepsi ürkütücüdür. Bildiğimiz dilkeşhaveranın,
Reklam
Günlük -2-
İşaret parmağı hariç parmakları yumruk halinde, işaret parmağını ise göğe doğru baktıran adam, bunun ucunda bütün varlığın hayalini yaşatıyor. "Allah.." diyor, "şöyle bir parmak ucuna bütün kâinatı almış, bir böyle döndürüyor, bir şöyle döndürüyor; bir kötü oluyor, bir iyi oluyor." diyor... Güne kapanışı böyle bir tasavvurla
Günlük -1-
2018, güz, eylül sonları olabilir. Okul kaydı için Sivas'a gitmiş, fakat yurt bulamadığım için devamsızlık hakkımla ucundan kıyısından sınıf tekrarına kalmayacak bir şekilde ekim sonlarında tekrar gelmek üzere otobüsle köye dönüyordum. O zamanlar tekli koltuk takıntım yoktu anlaşılan, çift koltuğa bilet almışım. Bir de mukadderat.. Saatler
Abraham Linkoln kanunî düzenlemelerle ülkesindeki köleleri 'dış' hürriyete kavuşturunca bu köleler eski efendilerine tekrar varıp biât etmişler. Çünkü kölelerin 'iç' hürleşmesi gerçekleşmemiş. Eski üsûl kölelik ya, hadi bunu bir de yeni üsûl köleliğe uygulayalım. Kapitalist düzende 'yaşar gibi yap'ıp da hiçbir rahatsızlık emaresi göstermeyen, bu dünyaya uyum sağlamış gibi görünen bir ruh hastası yeni köleyi azad etsek, Thoreau gibi, göle komşu bir ormana koysak, tabiat anayla anlaşamayacağını vehmettiği için eski yerini arayacaktır. Çünkü bunun da iç hürleşmesi gerçekleşmedi. Abraham Linkoln örneğindeki köleler, birtakım şahsî mesuliyetlerini omuzlayamayacaklarını düşünüp hürriyeti kusmuşlar, kulluğa avdet etmişlerdi. Yeni köle de uyduruk konforları toprağa temas etme şerefine tercih eder. Tabiî ve fıtrî olanın toprak değil, beton olduğunu vehmeder. Elbette o da hürriyeti kusup kulluğa avdet edecektir. Bu kişiler için hürriyetin her türlüsü intihardır.