Dedi ya, duracağın yerden emin olmadan durma, diye. Koşalım, elbet duracak yer bulunur. Evet, ben buldum Dağınık Saç. Birkaç nefeslik, birkaç dakikalık ya da birkaç günlük…..
Benim duracağım yer, onun durağıydı.
"Her istediğin olur mu öyle?" dedim dalga geçerek. "Eğer öyleyse, tavanını intiharımda kullanmak için istiyorum."
Parmağımı havaya kaldırıp gökyüzüne bir intihar ipi çizdim.
"Harika olurdu." Başını, oraya geldiğimizden beri ilk kez bana doğru çevirdi.
"İpini neye geçireceksin?"
Tek kaşımı kaldırıp düşünüyormuşum gibi yaptım. "Bulutlara?" diye sordum kendimden emin olmayarak. "Yanlış cevap," dedi.
"Bulutlar zaten yıldızlara intihar ipi takmış ölüler."
"Efendim?"
"Bulutlar, ölü."
"Nereden çıkardın bunu?"
"Tavan benim. Ben karar verdim. Gün boyu ölü varlıklanı tavanda sallanıyor işte..."
"Peki... Gri bulutlar?"
"Ölürken pişman olanlar."
"Yağmur?"
"Ölürken pişman olan bulutların ağlaması..."