Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zarif Düşünür'ün Düşünceleri

Profil
Dualar insanın kaderine yön verir. Yürüdüğü yolu değiştirmez ama varacağı yeri daha da güzelleştirir. Her şeyin kötü gitmesi seni üzmesin. Eğer kalbinde biraz bile iyi niyet varsa, senin önünde de güzel hayat var demektir. Unutma ki herkesin kaderi, onun kendi kalbinin eseri. İyi niyetinden kaybet ama iyi niyetini hiçbir zaman kaybetme.
"Her insan çiçektir" Ve "Her çiçek güzeldir" Renklerine dokusuna kokusuna bulunduğu ortamına göre çeşitlilik gösterir ve farklı türleri vardır. İnsanlarda öyledir.! Siyahı beyazı, zayıfı şişmanı, uzunu kısası, merhâmetlisi vicdansızı, incesi kabası daha da fazlası.. Nasıl ki çiçekler arasında ayrım yapmadan seviyorsak insanları da öyle sevmek gerekmez mi? Kabul etmek lazım ki her insan birbirinden farklı bambaşkayız hepimiz. Kimse tamamen iyi olamadığı gibi tamamen kötü de olamaz! Ama koyarsın kefeye bazısının iyiliği ağır basar bazısının kötülüğü.. Düşünmek gerek her insan iyi olsaydı hiç kimse kötülük etmeseydi birbirine, nasıl anlardık o halde İyiliğin kıymetini? Hayat siyah beyazdır. Bunun farkında olarak yaşamalı ve her insanı başta Allah'ın rızası için sevmekle mükellefiz. "Çiçek Kalp'li insanlarız biz, güzelliğimiz niyetimizdendir." Biliriz çünkü niyetimizin kaderimiz olacağını.. Ne güzel bir dua'dır Allah gönlüne göre versin. Gönlünüzün güzelliğini korumanız dileğiyle. Çiçek kalpli insanlar! ~Dilara
Reklam
Küçük yaşlardan itibaren dijital ortamlara maruz kalan çocuklar, ilerleyen yıllarda ekranlara esir olmaya adaydır. Özgür düşünce yapısına sahip olamayan bir zihin sizce sorgulayabilir mi? Peki sorgulamayan bir zihne sahip insanların ölülerden ne farkı kalır? Günümüzde yaşanılan sorunların başında gelen ekranlara esir düşmek biz farkında olmadan düşünme yetimizi yok ediyor. "Evrende en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir." Eğer biz ülkece yaşadığımız sorunların temelinde inmezsek sonumuz felaketle taçlanacaktır! Gelişim çağında bulunan ve değişimlere açık olan gençleri ekranlara hapsetmek belki de gelecek için yapılan en büyük zararların başından yer alıyor olsa gerek... Bilinç doğrultusunda hareket eden şahsiyetler olursak modern çağın teknolojik faydalarından çokça istihdam edebiliriz. Önemli olan nokta ise doğru yönetebilmek, doğru olana yönlendirebilmek... ~Dilara
İnsan, nefsine hakim olabildiği, iradesini yönetebilmeyi başardığı müddetçe insan olur! Güçlü iradeye sahip şahsiyetler aynı zamanda güçlü toplum olma yolunda yürüyenlerdir. Hayatını başarılar ile noktalandırmış insanların yaşam statüsü ve çalışma gayesini araştırdığınız zaman asıl can alıcı yerin önce irade yönetimi sonrasında işini sevme eylemi olacağını tespit edebileceksiniz! Hayat içerisindeki en büyük nimet belki de sevdiğin mesleği yapmak olsa gerek. Kendini seven işini sever, işini seven toplumu sever, toplumunu seven vatanına sahip çıkmak için mücadele eder. Hangi yaşta olduğunuz hangi mesleği icra ettiğinizden ziyade önemli olan yaptığınız işe kendinizi ne kadar verebildiğiniz ve ne kadar severek yaptığınızdır! Şikayet etmek bahaneler üretmek zayıf insanların tercihidir aciz olanlar bahanelerin arkasında sığınır! Güçlüler ise mücadele ederek tarafını belli eder. Neticenin sonuna bakıldığında. başarısız da olsa mücadelesi yeter! Bazı hayallerin mücadelesi, hayalin gerçekleşmesinden daha tatminkardır. ~Dilara
İnsan, nefsine hakim olabildiği, iradesini yönetebilmeyi başardığı müddetçe insan olur! Güçlü iradeye sahip şahsiyetler aynı zamanda güçlü toplum olma yolunda yürüyenlerdir. Hayatını başarılar ile noktalandırmış insanların yaşam statüsü ve çalışma gayesini araştırdığınız zaman asıl can alıcı yerin önce irade yönetimi sonrasında işini sevme eylemi olacağını tespit edebileceksiniz! Hayat içerisindeki en büyük nimet belki de sevdiğin mesleği yapmak olsa gerek. Kendini seven işini sever, işini seven toplumu sever, toplumunu seven vatanına sahip çıkmak için mücadele eder. Hangi yaşta olduğunuz hangi mesleği icra ettiğinizden ziyade önemli olan yaptığınız işe kendinizi ne kadar verebildiğiniz ve ne kadar severek yaptığınızdır! Şikayet etmek bahaneler üretmek zayıf insanların tercihidir aciz olanlar bahanelerin arkasında sığınır! Güçlüler ise mücadele ederek tarafını belli eder. Neticenin sonuna bakıldığında. başarısız da olsa mücadelesi yeter! Bazı hayallerin mücadelesi, hayalin gerçekleşmesinden daha tatminkardır. ~Dilara
Toplumda yanlış bir algı almış başını gidiyor. Gelişmeye, gelişmekle birlikte değişmeye ön yargı ile yaklaşan bir topluluk! Kimseyi geliştirmesizsin de ne demek? Her insanın mutlaka bir yönü vardır gelişim ve değişime açık olan. Önemli olan o yönü doğru tespit etmektir. Doğru yönü tespit ettikten sonra gelişim ile beraberinde doğru olana yönelim de başlar. İnsanları geliştirebilmek bir sorumluluktur aslında gönüllülük esasına dayanıyor gibi görünse de Allah'ın bir emridir. "Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun." (Al-i İmran 3/104) ayetine üzerine düşünüldüğünde gelişim ile beraberinde değişimin var olduğu apaçık ortada! Yanlış yolda olan hakikatten uzak kalmış bir insan gittiği yolun doğru olmadığının farkında değildir kim bilir? Doğru olanın ne olduğunu idrak edemediği için yanlış taraftatir belki de. Şimdi böylesi bir şahsiyetlere hakikati anlatmamak geliştirmeyiz, değişmezler diyerek kenara çekilmek mümkün değil. O halde her insan gelişebilir de değişebilir de! ~Dilara
Reklam
"Mutluluk" Katlanmak demek, belki de azına çoğuna, yazına kışına... Bazen sevdiklerinin hatırına, bazen de beklediğimiz güzel yarılarınların hatırına... ~Dilara
İnsan hayatta önce kendini sevmeli. Kendisini sevmeyen bir başkasını nasıl sevebilir? İnsan hayatta önce kendine güvenmeli. Kendisine güvenmeyene bir başkası nasıl güvenebilir? Uzaklarda aradığımız mutluluk aslında içimizde saklı... "Başkasını mutlu edebilmenin ilk yolu kendini mutlu edebilmektir. İşte bu yüzden önce kendimizi mutlu edebilmeliyiz, bu da insanın kendini "sevmesi" kendine "güvenmesi" ve kendine "saygı duyması" ile mümkündür... ~Dilara
Çağımızın en büyük sorunlardan birisi de "Mutsuzluk" olsa gerek Peki neden Hiç düşündünüz mü? Sosyal olmayan ama sosyal medya adı altında bulunan uygulamalar yüzünden. Dikkatli bir gözlem yaptığınızda göreceksiniz insanlar hep mutluymuş gibi sanki her şey yolunda gibi mükemmel bir hayat yaşıyorlarmış gibi paylaşımlar yapıyorlar. Sürekli olarak takip ettiğimiz insanları hep mutlu gördüğümüzde bir tek mutsuz olanın biz olduğu düşüncesine tek kapılıyoruz. Önce Mutluluk nedir önce Onu bilmek gerekmez mi? Mutluluk insanın kendini olduğu gibi tüm kusurları ile kabul etmesidir. Mutluluk hayatta ne olursa olsun daima dik durabilmektir. Mutluluk ağacın altına oturup gölgesinde şiir okuyabilmektir. Mutluluk birine hediye verdiğinde yüzündeki tebessümü görebilmektir. Mutluluk küçük bir çocuğun başını okşadığında sana masumiyet ile bakmasıdır. Mutluluk duygulandığımız zaman yürekten akan gözyaşıdır. "Mutlu olduğunuzu kimseye ispatlamak zorunda olmadığınızı fark ettiğiniz gün gerçek mutluluğu tadacaksınız." ~Dilara
"Öyle bir Dünya ki, haklı haksız karışmış" Adalet ise sadece duvarda asılı olan bir yazı! Oysa adalettir toplumda düzeni sağlayan. Adaleti adalet yapan nedir bilir misiniz? Bence Disiplin neden mi? çünkü disiplin olduğu sürece her insan haddini hukunu bilmek zorundadır! Disiplini hayatımızın parçası haline getirmek attığımız her adımda
Reklam
"İnsan yeni yollar denemeli, yüreğini ferahlatacak. Yeni insanlarla tanışmalı, hayatına renk katacak. Bir gün yaparım deyip ertelendiği ne varsa hemen şimdi yapmalı. Hayatına aldığı her kişiden bir şeyler öğrenmeli, yaşamına bir şeyler kattığını düşünmeli. Her olaydan bir ders çıkarmalı. Yaşıyorsa eğer hakkını vererek yaşamalı. Hem yaşamı hiç son bulmayacak gibi mutlulukla hem de her an son bulacakmış gibi mühim bir şekilde. Sevgiyle, merhâmetle, minnetle... " Ne kadar güzel bakarsanız, o kadar güzellik fark edersiniz. Yüreğiniz ne kadar güzelse, o kadar güzelliğe layık olursunuz. Güzellikleri fark edenlerden ve güzelliklere layık olanlardan olabilmek umuduyla... ~Dilara
Bugün şöyle bir söze denk geldim. "Üzerine basa basa gezdiği bahçede, çiçek kalmamış diyenlerin çağı..." Hayata karşı hep bir İsyanımız var. Sürekli şikayetçi ve hiçbir şeyden memnun olmayan insanlar olduk. Sanki kusur bulmak için gelmişiz Dünya'ya... Bir türlü etrafımızdaki güzellikleri göremiyoruz, gözümüz sürekli yükseklerde hep en iyisi hep en güzeli hep en kalitelisi hep en beğenileni gibi enlerle geçiyor ömrümüz. Neden mutlu olmak için illa ki bir şeylerin sahibi olmanın veya sahibi olduğumuz şeyleri insanlara ispat etme gereksinimi duyar hale geldik? Kalbinize bir sorun böyle yaşanır mı hiç? Oysa mutlu olabilmek için enlere gerek yok. İçinde bulunduğumuz zamanın kıymetini, insanların değerini, evrenin güzelliğini, paylaşmanın verdiği hissi, sevginin gereğini ve ölümün gerçekliğini bilerek yaşasak hayatın hakkını verenlerden olacağız. Güzel bir hayat istiyorsak güzel insanlar ile birlikte olmak gerekir. Şikayet etmek yerine çözüm üretmeyi deneseniz ortada sorun kalmaz. Böylelikle çiçekleriniz solmaz... ~Dilara
Ağlamak ne acizliktir ne de zayıflık. En güçlü insanlar ağlayabilenlerdir. Aslında göz yaşı yürekten gelir. Eğer ağlayabiliyorsanız yaşayan bir kalbiniz var demektir. Şayet burada önemli olan ağladığınızda göz yaşlarınızı kimin sildiğidir. Silecek kimseniz olmadığı için kendiniz siliyorsanız ki yine üzülmeyin. Hayat sizi çok güçlü olabilmeniz için hazırlık yapıyor denilebilir. Güçlü insanlar göz yaşlarını kendileri siler, kimseye anlatamadıklarını kendi ile paylaşırlar ve çareyi kendilerinde bulurlar. Dertlerinin dermanının kendilerinde olduklarından emindirler. Eğer ki güçlü olmak, kalbinizi yaşatmak istiyorsanız ağlamaktan korkmayacaksınız! ~Dilara
Her insan değerlidir..! "Kendini değersiz hissetmesine neden olan insanlarla birlikte olmaktan değerini fark edememiş insanların çağında yaşıyoruz." Kendi değerimizi insanların bizler hakkında ki görüşlerine göre belirlemek hayatta kendimize yapacağımız en büyük hata olmaktan ileri gidemeyecektir. Gün gelir insanlar sana kendini iyi hissettirir ve sen değerli bir insan olduğunu düşünürken gün gelir devran döner insanlar senin en küçük hatanda sana sırtını döner ve bu sefer de kendini değersiz hissedersin. Hiçbirine gerek yok hayat insanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü umursayacak kadar uzun değil. Kendi değerini de başkalarının belirlemesine izin verme zahmet olmazsa! Kendine vermediğin değeri bir başkasına da verme. Önceliği kendinden yana kullanır değerinin farkına varabilirsen insanlara değer vermen ve onlara karşı empati yapmak konusunda etik bir şahsiyet olabilirsin. "Yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyorsa hiçbir yere varamayacağız demektir." ~Dilara
Edebiyat, boş sözler üretmek değildir! Hani dilimizde "Edebiyat Yapmak" deyimi var ya aslında edebiyatın bu deyimle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bu değim işin özünde çok masum gibi görünse de edebiyata bir hakarettir. Fakat deyimler mecaz anlamlı ifadeler olunca da hakaret biraz masumlaşır. Yine de bu deyimi edebiyatla ilişkilendirmemek gerekir, Kanaatindeyim. Diğer taraftan edebiyat sadece şiir veya nesir yazmak da değildir. Edebiyat duygu ve düşüncelerin yazılı veya sözlü olarak etkili bir şekilde anlatıldığı bütün anlatımın genel adıdır...
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.