Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi...
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları
gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir
şey bulduğunda neyi,
ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi...
“BURADAKİ EN BOL ŞEY, ÇOCUKLUĞUNU YİTİRMİŞ ÇOCUKLAR”
Uçurtma Avcısı; dünya üzerindeki temel değerleri, insanlar arası ilişkileri, hak mücadelesini, savaşı ve çocukları, şiddeti ve şiddet ile korkunun bir ülkeyi geçmişten geleceğe nasıl değiştirebileceğini iki kapak arasında anlatabilen bir insanlık monoloğudur.
İronileri de bir motif gibi farklı kurgularla karşımıza çıkaran bu anlatı, değişen dünyayı ve değişen insanları gözlerimizin önüne seriyor. İroniyi öyle başarılı bir şekilde kullanıyor ki kitabın bir bölümünde okuduğunuz bir kurguyu, kitabın ilerleyen bölümlerinde insanlar arası ilişkileri ve insanların birbirlerine yapabildiklerini adeta bir kader kisvesi altında karşınıza çıkarıp size kitabın önceki bölümlerinden bir selam yolluyor.
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
Artık hiçbir duygusunu anlayamayan çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz
Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz.
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız.
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz, bir başka bahara...