İnsanların çoğu kendileri için değil, başkaları için giyinir. Daireye gelen pasaklı bir köylü ile iyi giyimli bir çiftlik ağası aynı muameleyi görmez. Pasaklı köylüye bağırır çağırırlar; bugün git yarın gel derler. Çiftlik ağası, general gibi itibar görür; işleri tıkır tıkır yürür. General deyince aklıma geldi. Bir general kişiliğinden dolayı mı, yoksa omuzundaki yıldızlardan dolayı mı itibar görür?
Bursada havlucu Recebe, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman, fakir-köylü Hatçe kadına, ırgat Süleymana düşman, sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim, onlar vatana düşman...
Sayfa 114 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
'Ayık kafayla çekilmeyen arkadaş' gibisin Kierkegaard.
Şöyle düşünür ve bu onun dileği haline gelir:Ya şimdi bir başkası olsaydım, kendime yeni bir kendilik edinseydim. Evet, ya şimdi bir başkası olsa acaba o vakit kendini tanıyabilecek midir? Köylünün biri hakkında anlatılan bir hikaye vardır: Adam yalınayak şehre iner, üzerinde kendine yeni bir çift çorap ve ayakkabı alacak ve sonra güzelce kafayı çekecek kadar para vardır. Sarhoş halde evin yolunu bulmaya çalışırken yolun ortasına yığılır ve sızar. O sırada yoldan geçen araba sürücüsü ona, yoldan çekil yoksa bacaklarını ezer geçerim diye avaz avaz bağırınca, sarhoş köylü ayılır gibi olur, bacaklarına bir bakar ama yeni çoraplarından ve ayakkabılarından kendi bacağını tanıyamaz, arabacıya der ki: ez geç birader, onlar benim bacaklarım değil zaten.
"Herkes kendisinde olan şeyi verir. Savaşçı güç verir, tüccar mal, öğretmen ders, köylü pirinç, balıkçı da balık."
Sayfa 70 - Can Yayınları - 2019Kitabı okudu
Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış. Oldukça fakir. Ama kral bile onu kıskanırmış. Beyaz bir atı varmış herkesin dilinde olan. Kral atını alabilmek için koca bir hazine teklif etse de yaşlı adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için. O benim kıymetli dostum. İnsan dostunu satar mı hiç?” dermiş hep. Bir sabah bakmışlar ki, atın
Yüce duyguların mantıkla ilgisi yoktur, yararsızdır çünkü. Siyasi ve dini idealleri anlatabilmek için açıklamalar, kanıtlar gerekir; vatan duygusunun ise öyle şeylere gereksinimi olmaz. Vatan... vatandır işte. Büyük kentlerin inançsız, boş vermiş işçisi de, bencil köylü de, münzevi çoban da, hepsi anında kavrayarak bu sözcüğün çağrısına koşarlar, önceden eğitilmiş olmaları gerekmez.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.