Bir seriyi çok seri şekilde okuyor olmanın haklı gururuyla karşınızdayım.
Bir haftada 3 kitabını bitirip dördüncüden 126 sayfa aldığım tarihi bir performans sergiliyorum. 4 kitabı birden aynı keyifle okuduğum bir seri yakalamak gerçekten çok zor. Çünkü en iyi seri bile 1 yerde yavanlaşabiliyor. Kötü olduğu için olmasa da hikaye tekrara düşüyor ya da yazarın kalemi bazı noktalarda tıkanıyor. Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki Selvi Atıcı o yazarlardan değil ve bence kesinlikle seri yazmaya devam etmeli .
Serinin 3. kitabı olan Gitme'de Tunç Mirza ve Hayat'ın sıradışı öyküsüne tanıklık ediyoruz. İçinizde okuyan varsa Tunç'u parça pinçik etmek istediğinizi düşünüyorum.Oysa ki tüm yorumlara ve kitap sonundaki teşekkür yazısında yazarın bile Tunç'u zehirlemek istediğini öğrenmeme rağmen ben onu çok sevdim. Çünkü çok tutkulu bir patlayış bekledim ondan. Ve beklediğimi tam anlamıyla buldum.
Şu an okuduğum son kitap da bitince çok ciddi bir boşluğa düşecek gibi hissediyorum. Atıcı'nın yarattığı deli aşık adamları ve güçlü kadınları baya özleyeceğim. Güçlü kadınlar kısmını vurgulamadan geçemeyeceğim. Çünkü yazar, güç (Deryal), statü (Ömer), başarı (Tunç Mirza) sahibi yakışıklı adamların karşısında şapşal aşık küçük kız çocukları yaratmak yerine o adamları şapşala çeviren çok güçlü kadın karakterler yazmayı tercih etmiş. Çok da iyi etmiş. Eciş bücüş kadınlar okumaktan fenalık gelmişti çünkü. Bundan sonra okuyacağım kitaplarda böyle kadınlar yakalayamadığımda daha çok sıkılacağim ne yazık ki! İşte bu sebeplerden dolayı seriyi şiddetle tavsiye ederim . Aynı keyifle okumanız dileğiyle...